dudağının tuzu yüreğimi dalar
yıldızlı gecede yoksun
ay öksüz ben öksüz
yürekten geçen kara tren
hasret mektupları taşır
bulutlar ayrılık değil
sen bahardın
geldin çiçekler açtı
sen yağmurdun
geldin güller tomurcuğa durdu
sen güneştin
geldin bulutlar beyaza döndü
doğan güne selam olsun
kışın ayazı baharın yeline
müjdeler olsun dalında açan çiçeğe
müjdeler olsun kabaran toprağa
selam olsun umutla gelen
yeni güne
seni yazmak
gökyüzünün zifiri karanlığında
yıldızların şafkıması gibi
gözümü aydınlatıyor
seni yazmak için
kağıt bulamamak
yüreğim bir kuş olsa
kanat çırpardı sevgiye
mavi gökyüzünde
Yüreğim çarpar gözlerim dalar
Şu an şimdi burada
Amasya’da mıyım Tokat’ta mı?
Ankara’nın bir ucundayım.
Sivas’ta
Banaz’da Yıldız dağında turnalar katarında,
savrulsa esen yelde saçların
penceremde siluetin
kirpiklerinden dökülen
hasret yaşları değil
yağmurun serinliğidir
yüreğimi üşüten
yüreğime senden bir köz mü düştü
acep
dalanmıştır
aşka döner bir yanım
nefesin rüzgar olur
körükler közünü
Yıldızımız yine doğdu
Ay doğdu yüreğim parlar
Ay parlar yüreğim deniz
Saroz körfezinde deniz dalgalı yine
Bir başıma ben sen uzaklarda
Bir adım ötede masmavi deniz
bahara dönerken dağlar
kar tanesiyle
açılır yüreğim çiğdem renginde
bahara dönerken topraklar
dost dost diye nicesine bağlanır
veysel dilinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!