al yanaklı al dudaklım
ceylan bakışlım
içimi aydınlatan ay bakışlım
sessiz gecede gözlerinde dalarken gözlerim
ellerimle saçlarını okşarken
dudağımda nefesin
Ali yolu sır dolu
Dolu içtim pir yolunda
Erenler dergahında
Sırrın çözmeye geldim
Canlarla kırklar ceminde
Dolu içtim pir yolunda
hatila vadisinin çiçekleri bulutlu dağlarda açarken
toprağın kokusu yayılır
yağmurun rüzgarla savurduğu sahil kenarına
dalgaları karadeniz’in alıp götürür marmara’ya
ege’yi geçerken İda dağında sarıkız’a ulaşır
tanrılar dağında misafir olur
beyin kıvrımlarında saklamaktan
seviyorum seni demeyi
patlayacak gibi oluyorum
fışkıracak sanki beyin sıvılarım
bir nehir yatağında coşan sular misali
kalbim başka atar hisseder
uzat elini munzur’un kızı
soğuk gecede dans edelim
bedenimiz tutkularımızla yansın
dudaklarımız kadehte buluşsun
kan kırımızı şarapta dönsün başımız
aşk çalsın kapımızı
Notaların büyüsü alıp götürüyor
Kah kavaldan kah kemandan
Anadoluyu anlatıyor kimi zaman cesur kimi zaman suskun
Notaların büyüsünde penceremden
Çağıldayan suyun derinliklerine dalıyorum
mostar köprüsüdür
harcında kanımızı terimizi kattığımız
balkanların renklerinden dokuduğumuz
çektiğimiz damat halayında
giydiğimiz asbapta motiftir
kırmızısı türk'ten arnavut'tan bulgar'dan
grenli bir görüntü var
sararmış kağıtların
bahar tazeliğinde açmış çimen yeşili
gözlerin ay parçası aydınlığında
grenli bir fotoğrafta uzayan saçlarınla rüzgarlar esiyor
kızılırmak kenarında marmara kıyılarına
kağıthane dersinin suları henüz
sarı lale soğanına yürümezden önce
adımlamıştım pier loti tepesini
dalmıştı gözlerim Haliç’in durgun sularına
yansımıştı gözlerin bir kış günü
üşürken bedenim
ceronimo boynun büker
kartal tüyü sürgün düşer
tel dikenleri yürek kanatır
umut çiçekleri şıvgın verir
demir parmaklıktan bu yana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!