Yıllar sonra kalbimden
Yine sesler geliyor!
Ben sustum, o susmadı,
Bilmem ki ne istiyor? ..
Artık yorgun gönlümü
Kılıçlı tuhaf bir köydür. Beykoz’a bağlı olmasına rağmen köylüler, işlerini genellikle Üsküdar’da görürler. Köyde Laz Hüseyin’in elli beş model bir Şavrolesi var. Her sabah Alaca’dan kalkıp Üsküdar’a giden Nuri’nin otobüsünü saymazsanız köyün ulaşımı Laz Hüseyin’in tekelindedir.
Laz Hüseyin aslen Trabzonludur. Kılıçlı’ya yeni evliyken gelmiş. Önceleri babasıyla birlikte inşaatlarda çalışıyormuş. Daha sonra, babasının da yardımıyla Şavroleyi almış.
Otuz beşinde, esmer, kıvırcık saçlı, orta boylu ve tıknazca bir adam olan Laz Hüseyin’in Şavrolesi her sabah, sekiz, on kişiyle Beykoz’a iner. Ben, onun gedikli müşterisi olduğum için, arabada daima onun yanında otururum.
Güçlü olmak
Karşı koymak
Direnmektir en azıdan
Olur mu hiç bıkmak öyle
Sorunların gazabından
Ufak tefek sıkıntılar
Ne zaman yanına varsam güzelim,
Bir alev kaplardı yanaklarını;
Ben akşamları koyarken avuçlarına
Bir türlü duyamazdım
Anlattıklarını.
Ötme bülbül,ötme bülbül
Gülüm soldu, etme bülbül
Yarim gitti gurbet oldu
Bari sen kal, gitme bülbül
Dönüp baksam hangi yana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!