cesaret sevgilim cesaret ol yüreğime
gözlerin başka bir şehre açılıyor
payıma düşen suskunluğu dinliyorum şimdi
utansın beni böyle divane eden ne varsa
bozulmasın büyüsü
kal yüreğinden kan gitsede
..
“YALNIZLIK” Adlı Romandan:
“Çalışsaydın / sen de kuvetli olurdun! .” / “Çiçekleri ekmeye başlayacağım! . Sen de / yardım edersin! .” / Sevincinden / nutku tutulmuştu! . / Bütün kalbiyle istiyordu! . / Henüz kazmış olduğu bir tarhın üzerine boydan-boya iki ip gerdikten sonra körpe fideleri dikmeye başladı! . / Davetkar bakışlardan cesaret bularak eğildi / ilk fidesini kendi eliyle dikti! . Ondan sonra da bir daha duramadı. Serin yeşil fideyi alıp onun saçı andıran köklerinin etrafına doldurulan ılık, yumuşacık toprağı yoğurmak, ondan sonra da dünyaya meydan okumaya hazırmış gibi dikilen minicik fideyi seyretmek fevkalade bir histi! . { Kitap Yazarı: A.J. CRONIN } (04.12.2012 01:27:53)
..
Cesaret sefalettir,ahde vefa değilse.
Kahır bir uçurum sevgi bir hayalse.
Neden can kana vurgun,şeref sürgün?
Alınlar olmuş kara,ne kalmış ki düzgün!
..
Gerçek Devrimciler asla satın alınamaz.
Hatice parlatıcı
Ülkemize çelme takılabilir.Önemli olan geri püskürtecek zeka,ilke,güç,cesaret bilimsellik ve yürek olmalı.Devrimcilerde ölümsüzlük bu değerleri içerir.Bu nedenledir ki devrimleri devrimciler yapar.
Hatice parlatıcı
..
Güçsüzüm eskisine göre. Dik duran omuzlarımın düştüğünü görüyorum aynada. Başkalarına küçük görünen bu sebep neden bana dünyadan da büyük gözüküyor? Gururluyum diye gezinirken ben, evrenin en gurursuzu haline geldim bir anda. Sebep ne, yok olan ne, derdiniz ne ey kötülük? Bu bünyenin dayanmayacağını bile bile içime ne zehri işliyorsunuz? Küçüğüm, küçücüğüm kötülüklerinize karşılık. Güçsüz, her belaya açık bir haldeyim… Kim yardım eder derseniz, kimim var ki arkadaş? Yazıyorum, gözyaşlarımı döküyorum satırlara… Neden bu kadar olumsuz bakıyorum hayata diye soruyorsanız; olumlu bir yanını görmedim ki… İsyan etmiyorum kaderime, isyan etmiyorum Rabbime… Yardım diliyorum, küçük bir umut görmeyi istiyorum… Çok mu, bilmiyorum…
Ağlamayın ardımdan diyorum ama nasıl gideceğimi bile bilmiyorum. Gurursuzun teki olsam da aynı zamanda korkağım da. Cesaret edipte gidemedim, kalakaldım öyle biçare. Neyi nasıl çözeceğimi soramadım kimseye. Hiç birinin bana sahip çıkmasını istemedim. Kaçırdım herkesi başımdan. Gittiler… Kimsem kalmadı; derdimi açabileceğim kimsem… Dolan gözyaşlarım inadına dökülmedi insanların karşısında. Gurur diye geçinirdim. Oysaki gurur neyi değiştirdi ki? İçten içe daha da yok etmekten başka neyi değiştirebilir?
Yeni bir çizgiyi çekmem gerekir diye düşünüyorum defterimin arkasına… Ama o ardımda kalan yerlere bakmaya cesaret edemiyorum. Her defasında beynimi kemiriyorlar. Dostça mı yoksa düşmanca mı, bilmiyorum… Kurtarın beni diye haykırıyorum içimden. Kimse duymasın diye içimi sökerek acımı işliyorum adeta kanıma.
Alacalı hayatım bazen değişir diye ümit ediyorum. Küçük bir umudum olsa da değişmediğine her defasında şahit oluyorum. Dayanabildiğim kadarıyla dayanıyorum…
..
Aşk cesaret gerektirir...
Ellerimi ellerine,
tutuşturduğum zaman ürkme!
..
Mavi gözlerin cesaret verir çocukalara
Büyükleriyle küçükleriyle atatürk sevgisi
Türkiye için yenilikler yaptın
Bize bıraktın en büyük miras vatan bayrak
Biz çocuklar bıraktığı mirası koruyacağız
Atam biz okuyup vatanımıza bayrağımıza sahip çıkacağız
Atatürkün çocuklarıyız biz söz veriyoruz
..
teselli için söylenenler
arıtılmış yalan kırıntıları
her suskunluk anı, kabulleniş
evreni doldurmuş gibi duran hüzün
direncimizden de ağır
Seçilmiş için olduğu kadar olmasa da
..
cesaret yoksa zafer de yok mu?
zafer yoksa ve cesaret varsa...
bu bir oyun mu?
çıkmak düşmenin etkisini artırır mı?
çıkarken düşeceğini hesaplamasan da
düşerken çıktığına pişman mısındır aslında?
bağırdığında sesin midir hükmeden sana
..
Bir kapı ki hep kendinden kaçışa verir istikamet
Doğru değil bu firar bu koşu,değil hayra alamet
Kendinden bilme! şeytanla dostluktan bu soluk,bu kuvvet ve de cesaret
Bir kapı seç ki özüne tevcih..koşma! yürüsen de selamet.
..
söyle(yeme)diklerimi
sen anla
diye(meye)ceğim artık
çünkü
o cesaret kal(ma)dı
benliğimde
..
Öyle çok yaşanmaya değer duygu var ki hayatımızda.Bazen insanın içini yakan,bazen de göklere uçuran.Her zaman yaşadığımızı hatırlatan.
Ama bir sevgi var ki aralarında,tek başına hepsine bedel.Bazen saatlerce ağlatıyor.Kimi zaman hıçkıra hıçkıra,kimi zaman ise sessiz ve usulca.Bazen ne yapacağını bilemiyor insan.Ya deli ve coşkulu bir kahkaha geliyor içinden ya da sıcacık,tatlı bir gülümseme.Bazen de isyan ettiriyor yaşamaya.Kimi zaman tüm insanlığa haykırırcasına,kimi zaman da dilsiz bir pişmanlıkla.
Öyle bir şey ki; tek başına yaşamaya yetiyor.
Zaten hep derler ya’’seviyorsan yaşıyorsun demektir.’’
Ama sevmek de kolay değil işte.Cesaret istiyor ilk önce.Kendinden fedakarlık yapabilmeyi,acı çekmeyi,üzülmeyi,gerektiğinde ağlamayı göze almak gerekiyor.Bir de sevgiyi taşıyabilecek kadar iyi,zamanı geldiğinde iki kişiye yetebilecek kocaman bir yürek istiyor.En sonunda da,hayatın hazırlamış olduğu sınavlardan geçmek kalıyor.Zaten sınanmaya dayanamayan sevgi,sevgi olur mu? Sevmemek mümkün değilse,sevmenin ne kıymeti olur? Günahı ve şeytanı Allah gönderdi bize.Günaha tutku ve cazibe kattı ki,günahla sınanan sevgiler de daha değerli olsun!
..
191 - İnsan sevgiye yüreğini açtığını söylüyorsa eğer, onun aynı zamanda merhameti de oraya koyması gerekir. Merhamet yoksa sevgiden ne kadar söz edilirse edilsin hepsi lafta kalır. Çünkü bir gün sevdiğimize duyduğumuz sevgi azalabilir ve hatta bitebilir de. Şayet insanın yüreğinde merhamet varsa biten sevginin yerini hiç değilse kin duygusu almaz.
192 - Elde ettiğin mutluluklar senin mutluluklarındır. Minicik dahi olsa mutsuzluğun kapını çalmasına sakın izin verme. Karamsarlık ve onu besleyen faktörler zaten ortalıkta çok fazla. Hiç değilse sen o faktörlerden biri olma. Ne kendini üz, ne de sevdiklerini. Gülümse. Sen gülersen dünya güler.
193 - En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir. Kararsızlık genellikle kargaşa getirir. Oysaki her verilmiş kararın iyi ya da kötü mutlaka bir sonucu olur. Ve her sonuç bir çözüm üretir.
194 - Ne yaşarsak yaşayalım, nasıl yaşarsak yaşayalım, her halükârda yine de kaderimizi yaşarız. Ama kendi tercihlerimizi yaparak ama bize dayatılanları yaparak… Basit bir tanımı yapılacak olunursa eğer kader, kişinin cüzi iradesiyle karar verip uyguladığını Külli İrade’nin ezelde yarattığıyla örtüştürmesidir.
..
Aşk cesaret işiydi
Cesaretimi kaybettim
Sonra aşkımı da
Üzgündüm ve üzüldüm
Seni bir daha göremedim
Çok aramak istedim
Seni içime gizledim
..
SEN HER ŞEYSİN
Sen koparmaya kıyamadığım bir çiçek
Altında ıslanmaktan çekindiğim yağmursun.
Sen söz vermekten kaçındığım bir çocuk
Kurmaya cesaret edemediğim bir hayalsin.
Sen içinde kaybolmaktan ürktüğüm bir orman
Sonunu getirmekten korktuğum bir kitapsın.
..
Ben Baba Kaptan
Ne dümensiz bırakırım
Ne de terkederim gemimi.
Boğuşurum azgın dalgalarla fırtınalarla
Yüreğimdeki cesaret, bileklerimdeki güç
Tanrının verdiği bir armağan bana.
..
ben derim herzaman;
cesaret bilekte değil
cesaret erkekte de değil
cesaret yürektedir
''biR tane cumhuriyet kadınını biN tane osmanlı erkeğine değişmem''
..
Öncesi ve sonrası olmayan, eşi ve benzeri bulunmayan, yalnız, tek ve yek olan bir aşka mahrem gerekmez. Mahrem sırlar sarmalında örgülenmiş yaşamların, bu aşk düzlüğünde ve berraklığında gizlenmesi yada tutunabilmesi saçma. Üşüyen birinin ateşten kaçması gibidir. Ama ateşe yaklaşmakta her üşüyenin kârı olamayacağına göre; aşk mahpuzların ve mahpusların da kârı değildir. Kendine gem vurdurmuş sevdalar ve belirli kalıplar içinde sıkışıp kalanların hasleti olamaz aşk.. Uzun süren bir yolculukta varış noktasıda değildir aşkın adı... Aslında yolculuğun bizzat kendisi olabilir ve vuslatın temennisinde hasret tükenmiyeceği gibi, sonun görünmesiylede yolculuk bitmeyecektir. Sonsuz olmalıdır, bir kopyası mevcut olmamalı velhasıl yalnız ve yalnız tek olmalıdır. Her mahlukta olacağı gibi her mahlukatında erişemeyeceği bir tırmanış olmalı. Sırtında biriktirdiğin her zerre; gün gelip dağlar oluştursa da zerre zerre yük artırmaktan olsa gerek, sırtında dağları yüklenebilmek. Yoksa bir seferde dağları yüklenmek haddimize değildir. Onun için kimseye taşıyamayacağı yük yüklememiştir. Omuzlarına binen asil yükten mahrum kalma sancılarının ardında ya tabansız yürüyüşler yada tavansız bekleyişler vardır. Ya yürüyecek yol yoktur, yada yürüyecek cesaret sahibi veya sahibesi....
..
Aşk denilen şaraptan daha tatmadım.
Ama kokusunu derin bir nefesle çektim ciğerlerime,
Öyle mayhoş ve buruktu ki,
Rengine kansam da cesaret edemedim içmeye...
..
Günaha eyledin, bir gün cesaret
Cennetten eyledin, topraga hicret
Himmetin gerektir, bu günki günde
Yeniden kazanmak, o eski hürmet
..