embed src='http://www.antoloji.com/siir/media/74/www_antoloji_com_482274_212.MP3'
Her sabahın güneşini yarışıp
Doğuyorsun,ısınıyorum.
Ve her akşam batıyorsun,acımasız
Har boyumu aştı, yanar dönerim
Dağılın başımdan, nursuz kargalar.
Varsın ölsün sevdam, kendim gömerim
Parçasını vermem, arsız kargalar..!
Gözleriniz zindan,leş istersiniz,
Gönül verdim diye mi kaprisler yapıyorsun?
Maneviyata değil, şöhrete tapıyorsun.
Birgün dönüp dolaşıp, doğruyu bulaaksın,
O zalim yüreğinle,bin pişman olacaksın...
Bekle sunam havalar ısınmadı
Çiğdemler çiçeği açsın öyle gel,
Yayla bayır yeşile bezenmedi,
Irmaklar çayları içsin öyle gel…
Leylekler görünüp turna tellensin
Tacına telimden takmasa bile
Divane gönlümü avutamadım,
Meyl ile yüzüme bakmasa bile
O yeşil gözleri unutamadım...
Dal boyluydu, bastıkça yer tozardı,
Küfrün sele dönmüş,volkan misali,
Hüsran şaşkınlığım inkâr edilmez
Bu dünya sayende cadı masalı
Seninle cennete bile gidilmez...
Tatlı dil nerede,acısı dolu,
Çaresizlik vardı ufuklarımda
Hevesimi almadığım bundandır
Aşkın tadı kaldı dudaklarımda
Ağzıma bal çalmadığım bundandır
Bahar dallarını küstüren karmış
Çoşarak,çağlayarak başlar da koca hayat
Pembeli bulutlarla uçarız bir tüy gibi...
Emrimize sunulmuş,serilmiş âb-ı hayat
İçtikçe keyif verir,tavşan kanı çay gibi...
Dersin kendine; ”Ahireti ertele,
Bir sevdasın içimde
Bitmeyen bir mavi giz
Bedenim ruhum sende
Sana doyamam deniz...
Uzağında değilim
merhum oğul Aydın Babayev’in ardından
daha duymamış adını,
görmemiştim gül yüzünü
haberini aldım öylesine
merak sardım kimdir diye…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!