Kanyonlar, vadiler ne heyecandır
Uzun tünellere sor yolu, izi
Harşıt nasıl gizli bir afacandır
Hala görmedin mi KARADENİZ’i
İnci gibi köyler, kentler ilçeler
Görürdük çekilse dağlar aradan
Dost mudur, düşman mı sırdaş bildiğim
Ne ummuştum neyi buldum buradan
Sanmayın kan değil, yaştır sildiğim…
Nefse yenilmeden, acze düşmeden
Şımardın diken diken
Gönlüme batıyorsun,
Azgın, deli sel iken
Önüne katıyorsun...
Yok mu hiç ar damarın
Bugün bakışlarım heykel grisi
Ben can damarıma iz aldım bugün
Of… diyorum bak gelmiyor gerisi
Ardındaki nardan köz aldım bugün
Daha dün konuştuk neşeli, sağdı
Neyleyim kaş kara, fidansa boyu,?
Neyleyim çağlamış,coşmuşsa suyu? ,
Şeytanın ikizi,cadıysa huyu,
Aklını yitirmiş kul daha iyi...
Kılık-kuşam; türlü çeşit, şekilse,
Bir gün bu dünyadan çekip gidersem,
Aklımın sapına gülün,ağlayın.
Dünyayı boşuna çiğneyen sersem,
Olta sazanına yalan ağlayın...
İçi kan ağlarken gülendi deyin,
(Amircilik oynayanlara)
Ne cadaloz,ne de arsız biriyim
Çıkmayan sesimden adam korkar mı?
Hassas gönül,dostluğunsa piriyim,
Duvarda resimden adam korkar mı?
Eğer güle küsüp de,susmuş ise bu bülbül,
Muhabbet defterini dürsün, dürdüğü kadar
Gazele dönsün bağlar, kurusun olanca gül,
Hazan,saltanatını kursun kurduğu kadar...
Avcı ceylanı vurmuş, kan dökülmüşse ize,
Sevgide verimsiz çölde kalmadan,
Aşkı ilmik ilmik sende örseydim.
Gönle kara kartal,şahin dalmadan,
Ne olurdu,seni erken görseydim...?
Yunus olur,seni derya bilirdim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!