çıkılmaz girdabın içinde yorgunum
…………………………………….bu gece
baharda beklenen umut zincire vurgun
…………………………………… bu gece
masada bir şişe…. Hatıralar…. iki kadeh
gönlümü teslim ettim şaraba……… bu gece
madem seni seviyor
huysuz olma, seni seveni sev
gönder şu posta kuşunu
el aleme de aldırma
kişle gitsin seni sevmeyenler
gün boyu kasap,lokanta
tek tek dolaşır
lokantacılar, kasaplar onu tanır
toplar atılacak artıkları
etli parçaları,ciğerleri ayrı
kemiklileri ayrı torbaya
anahtarcı, bana bir anahtar yap
kilitli karanlığın kilidini açayım
suskun karanlıkta beklemekten usandım
aydınlık gök kubbeye çıkıp hakikat diye haykırayım
karanlıkta kara kara giyenler
vatanı evi vatandaşı ailesi bildi
mesleğinde her daim dürüst idi
onurlu namuslu bir yaşam sürdü
süre doldu alkışlarla emekli oldu
….........Türk öğretmendi Mihriban
yârimi bugün babasından istemişler
akşam görücüleri gelecekmiş.
yâr varıp durmuş, yar’ın başında
mütereddit bakışını ufuk’a salmış
bir kuş olup,kanatlarını çırpıp
havışa girdim
süllümü buldum
tabakaya çıktım
mehmili açtım
ölbenin içindeki sındıyı,
matbakdan mertavanıyı,seheni,kadehi aldım
geçmişin ne kadarda tatsız
sevimsiz ve hatta acımasız
nasıl oluyor, nedendir bilinmez
ben sensiz edemiyorum.
anladım ki; sevdalıyım
Toprak yarıldı gök gürledi
Ortaya çıktı dünya güzeli
Rabbâni selamla gülümsedi
Uçkun oldu etrafa yansıdı
Nasip kırmızı gül
Usulcacık elime vardı
Ömer Erkoç oğluyum
Oğuz Türk'ü boyluyum
adım Cemal Erkoç tur
ben Kilis iline bağlıyım