Papatya baharda çiçek açar
taç yaprakları beyaz,ortası sarı
ne güzel olur
şehrin dışındaki kırlar…
ne duruyorsunuz
Bizim evin bahçesinde dut ağacı var.
Dut toplamaya gel güzel,seni göreyim.
Ağacın dalına salıncağı kuralım,
Seni sallayayım güzel,seni seveyim.
Organlarımı tek tek çıkarıp koydum masaya
Yabanlaştılar.
Anladım;
Ruhum beynimle birlikte.
Ruhum;
Vücudum mu seni var eder,
ALLÂH’I;
Aklı ile,
Ve de hakkı ile bilenin,
Hiçbir zaman
Hiçbir yerde
Hiçbir şey
Kırk dört yıl önce bir gün Pirlioğlun’da tanıştık.
Uzun boy,kartal bakış,siyah saç,siyah göz,
tığ gibi bir delikanlıydın.
Kanımız birbirine ısındı,
arkadaşlık yolculuğumuz başladı.
dürüstlüğün,mertliğin,
buldum seni cemrecik diye sayıkladı,
üç gün komada kaldı.
doktor geldi,
iğneler yapıldı,serumlar takıldı,
üç gün sonra gözünü açtı
‘cemreciği buldum ana’
sesini duydum Ankara’dan.
aranma sebebini sordun
tuhaflaştım biraz
Mevlâna
‘gene gel,gene
nasılsan öyle gel’
çekil raksi, sende rakkase
bugün yağmur raksi,şimşekler rakkase
gecenin şu ilerleyen karanlık vaktinde
şimşek ile yağmurun raksı var gökyüzünde,
sahnede raksi çoşuyor,rakkase çıldırıyor
tufan olup akıyorlar yeryüzüne
Bir vesile ile tanışmıştık vaktiyle
gelmiş, geçmiş, yemek sohbet derken
hoşlandık arkadaşlık etmekten
uyuşmazsa da ara sıra fikirlerimiz
çeşitli konularda sıklaştı muhabbetimiz
pek çok akşamlar birlikte yemek yedik
Babil kralı Nemrut diye biri varmış
hiç yüzü gülmez,acımasız,canlar yakarmış
işte ondandır;
yüzü gülmez,acımasız,canlar yakana nemrut denirmiş.
hiç görmedim, bana gülen yüzünü
Ömer Erkoç oğluyum
Oğuz Türk'ü boyluyum
adım Cemal Erkoç tur
ben Kilis iline bağlıyım