Bir vücut ne kadarda ayrılmaz gibi gözükse de aralarında anlaşamazlar.Hep didiklerler birbirlerini belki de hep haklı onlardır.Kalp ve aklın(beynin) olduğu gibi bir düşünsenize,sizin kalbinizle aklınız hiç anlaşa biliyorlar mı?
Bir bedende bir kalp ve bir akıl var.Kalp hep bildiğini okuyor.Onun için atmak belki parmaklıkların arasından fırlayacakmış gibi atmak çok önemli.Peki akıl ne yapsın deli kalbe söz geçirebiliyor mu? Yanlış yapmaması için ne kadar engellemeye çalışsa boş.Her gün oda saplanıyor kurtulmaya çalışırken kalbin oyununa.Neler edecek bakalım Munzur kalp akıla!
Ansızın bir gün kalp hızlı hızlı atmaya başlar.Deli taylar gibi koşar.Bulutlarla dans eder.Güneşle oynaşır.Artık o bu alemden değildir.Ama akıl dimdik durur kalbin karşısında;
- Kendine gel ne yapıyorsun sen.Yanlış limana yelken açıyorsun,başımızı belaya sokacaksın.
Kalp dinler mi? Belki de daha hırslanır.
- Ne yapıyormuşum rahat bırak beni.Bırak atayım hızlıca,yaşadığımı anlayayım.
Ey can dostum
Biz böylemi ayrılacaktık seninle
Sözümüz böylemiydi.
Bir sarılamadan helalleşemeden.
Ey can kardeşim
Erkenden göçüp gittin be bu insafsız hayattan
Yağmur damlaları camımla oynaşırken, elimde dumanı tüten kahvem gecenin ışıklarına dalıyorum. Seyrediyorum gece hayatını. İnsanlara parlak gelen yaşamın kaldırımlarını.
Bir adam geliyor uzaktan. Sokak lambasıyla selamlaşıp, ayaklarının üzerinde durmaya çalışarak. Belli bugün felekten bir gün çalmış. Feleğin ondan çaldıklarına karşın tek bir gün dudağında ki ıslıkla.Daha dikkatlice bakıyorum mutlu sarhoşa.Acaba bekleyenleri var mı? Gözümde bir sahne beliriyor birden. Küçük bir odada kuru ekmeğini çorbaya katıklamış. Sonrada yüreğinin korkulu atışları eşliğinde, yorgan altında hayallere dalmış çocuklar. Bir köşede sessizce mutlu aile dizilerini izleyip hayallere dalmış, sarhoş kocasını bekleyen bir eş.Kim bilir.Hayallerle beraber onu hem aklımdan çıkarıyorum hem de görüş açımdan.Sıcacık kahvemden bir yudum alıyorum.Kulağımda çınlayan acı bir çığlık.Hemen başımı kaldırıp gecenin ışıklarında arıyorum sesin sahibini.Köşe başında bir kadın yerlerde sürünüyor acı çığlıklarıyla.Başında üzerine çöreklenmiş sanki kum torbasında çalışan şişman dev gibi bir adam.Biraz merakla birazda korkarak iyice yanaşıyorum cama.Genç bir kadına benziyor yerde çırpınan.Saçları sarı bukleler halinde,yüzü ise elbisesinin rengini almış çehresi kaybolmuş.Aklıma birden şu soru geliyor güzel mi acaba kırmızılıkların arasında kaybolan yüz.Saçmalıyorum işte kadın canı derdinde ben neyin.Bağrışı yırtıyor havayı,kaldırımları titretiyor.
- İmdat yardım edin bana.
Kimse oralı olmuyor.Görenler kaçamak gözlerle olayı izlemeye devam ediyor.Adam da işine devam ediyor tabi sanki bir heykel yontuyor.
- Orospu benden saklarsın ha! Dersini vereyim de gör.
İçim parçalanıyor.Ne umutları vardı.Gençliğine güvenerek sığdırdığı hayaller.Şimdi bir gorilin elinde kaybolup gidiyor gençliği.Son çığlığa karışıyor siren sesi.Yere yıkılıyor hayata dair son umutlarıyla.
Yaşarım
Aşkımı yaşarım,
Herkes den habersiz.
Kimseler görmez bilmez.
Çünkü
Yüreğime çizdim aşkın resmini.
Çiçek
Bir gün dikenlerin arasında,
Boynu bükük bir çiçeğe rastladım.
Başı göğsüne düşmüş,
O rengarenk yaprakları yerlere saçılmış.
Belki yaşanan en büyük acıdır,
Sevdiğinin gözlerin de
Akıp giden hüznü görmek…
Belki yaşanan en büyük acıdır,
Yüreğinin yanması kulaklarında çınlarken
Bugün babalar günü
Bak gene yoksun sen,
Hediyen ellerimde seni bekliyor,
Boynum bükük sensizlikten,
Özlüyor yüreğim her gün daha çok...
Beddua
Yansın yüreğin benim yüreğim gibi
Görmez olsun gözlerin başka gözler
Ellerin kavuşmasın başka ellerle
Tenin yanmasın başka tenler de
Aşk Dilencisi
Ben bir dilenciyim kapı kapı gezinen.
Çaldım kapını bir direm aşk uğruna,
Kara gözlerin açarken kapıyı
Uzattım ellerimi yüreğine
Deniz bekler her gün sabırla aşkını
Bu öyle büyük bir aşktır ki yaşanan
Şarkı olmuştur dillerde çağlayan.
Meze olmuştur sarhoşları ağlatan
Simge olmuştur aşıkları kavuşturan.
Deniz bekler aşkını sabırsızlıkla.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!