Cocukken oynadığımız evcilik oyunlarının bir parçasıydı anne ve babaları temsili oyuna katmak .
Her oyunda bir anne bir de baba olurdu mutlaka
Taklit ederdik onları..
Daha küçük yaşlarda soyunurduk anneliğe
Bir kucak tebessümle geldim ..
Güneşi doldurdum yüreğime
Uçurdum göğüs kafesimden umut kuşlarını
Bir gün bir yerde yolumuz kesişirse
Kavuşmak olsun adı ..
" Hayat eve sığar " dediler
biz daha içimizde ki çocuğu sığdıramadık ki
kıpır kıpır
Sığmayınca yaşayarak aldık dersimizi
Kimimize ağır geldi tabi
senin anlatamadıklarını sonbahar anlatıyor şimdi
hayatın öteki gerçeği
Içime akıyor akşamın zehri
son umut
Bir günün içine neler sığmadı ki ,
ölüm , ölümü tanımayan çocukların kahkahaları arasında büyüklerin onlardan saklamaya çalıştığı gözyaşları...
Hepsi bir arada
...
Günaydın
Gün büyük bir ihtimalle mutlu başlangıclara sahne olmayı bekliyor..
Umut ediyor en azından..
Peki o umuttan sizde de varmı ?
Zamanın telâşı da hep bu yüzden.
duydunuz zilin sesini düştünüz yollara
evde kalanlar uzun uzun gerindi
koydu çaydanlığı ocağa
dudak büktü
kapıyı açtı balkona çıktı
güneş pis pis sırıttı
Hayat mı yüreğime dokundu
Yüreğim mi hayatı okudu
O gün bugündür
Yazıyorum
Dünyaya açtım gözlerimi
Hayata Kollarımı
Sevgiye Kalbimi
Varmısın ? dedim
Ya sen bulunmak istermisin ..!
Elbette.. İlk bulduğun gibi!
sen öyle san
senden habersizliğim acıtır canımı
duam oldun dudaklarımda
ölümdür kavuşamamanın adı
ölüm ,
çoktan çalmıştı kapımı
ah bende ki umut olmasa !