kalmadı bir fincan kahvede
kırk yıl hatır
döktün içini
koydun sevdalı başını aşk yoluna
Söylesene gönül ,
kalbi aşk ile atmayana
bugün çocuklugumda yaşadığım Bayram
sevinçi heyecanı var yüreğimde
ne tuhaf
kaç kere uyandım kaç kere aynı rüyaya daldım
yüzmeyi yeni öğrenen kücük bir çocuk gibi
rüyanın içinde çırpındım kaldım
Kaldır başını bak
Aynı gökyüzü altındayız
Bulutlar öttümüz
Gece lambamız bile aynı
Aynı havayı soluyoruz
Rüzgâr aynı rüzgâr
dışarida kalpleri soğumuş insanlar gibi
soğuk bakışlı bir hava,
çatmış kaşlarını ortam kesiyor
patladı patlayacak hani ..!
Hayal kırıklığı fay hattı gibidir !
bir kez kırıldımı hep aynı korkuyla yaşarsın...
Bugün içinizden ne geçiyorsa onu yapın ..
Biri size " ÖZGÜRSÜN " dese ne yapardınız ilk önce ?
Zor soru değil mi ?
Çünkü içimiz dışımız isteyipte yapamadıklarımızla dolu .
Herkese yetip kendine yetememek..!
Hayat duruşuna çarpıp
dağılanlardan ibaret ..!
Ah
hayat bu , sağa sola bakmadan bildiğini okumaya devam ediyor
bir yerlerde çığlık çığlığa bir çocuk doğuyor ,
bir kadın ameliyat masasına umuda yatıyor ,
bir adam telaşlı adımlarla koridorları arşınlıyor ,
diger yanda bir genç ilani aşk ediyor
bir işçi rızkının peşinde koşuyor
Günaydın
günün güzelliğinin farkına var
nasıl mı ?
derin derin nefes al ,
kulak ver suyun sesine , daldaki serçeye
Ya sen bulunmak istermisin ..!
Elbette.. İlk bulduğun gibi!
sen öyle san
senden habersizliğim acıtır canımı
duam oldun dudaklarımda
ölümdür kavuşamamanın adı
ölüm ,
çoktan çalmıştı kapımı
ah bende ki umut olmasa !