Farz et ki bir sigarayım bundan sonra
her hırpalamanda daha çok yanmaya meyilli
bencil duygularını dumanıyla boğmaya çalışan
haydi durma...!
küllerimi yollara,dumanımı ciğerlerine bağışla
boğ beni... &
Seni sevmeleri süresi belli olmayan,
gelip gelmeyeceği meçhul zamanlara sığdırdım ben.
Şimdi karşıma geçmiş "beni ne kadar sevdin" diye sorma ey yar.
Zamansız,
mekansız,
dipsiz,
Ben sana ne zaman sabah vakti olsam,
Viran bahçenin çiçekleri solmasın diye ruhuna doğsam,
Yorgun bir ömürden vurulmuş yüreğimle dönüyordum...
Ben sana ne zaman öğlen vakti olsam,
Kanamalı hasta ruhunun ellerinde yüzlerce kez kalbimi acıtsam,
O kadar çok seversin
Ki
Aradığında meşgule almasını bile dert etmezsin
Çünkü meşgule almayacak kadar bile meşgul olmasından korkarsın..
Dakikalar saatleri
Özür dilerim
Yapamadım
Yanımda sen olmayınca
Ölmeyi bile başaramadım
Yüzünü görmeden uyandığım hiçbir sabahı sabahtan saymadım
Sırtımdan vuruyorsun
Sonrada kalmış “seviyor musun” diyorsun
Seviyorum nur’um
Ben en çok
Sırtımdan vurulunca seviyorum
yanlış limanda bekliyoruz sabahları
ne güneş bize doğuyor
ne de biz yeni güne
hayat öyle bir ince dokuyor ki kaderimizi
çırpınışlar sonuç vermiyor
ve
Ne kadar yalnızlığım varsa sıyırdım verdim eline
Gül cemalini de astım rahleme
Kıraat ettim çevremdeki tüm sürç-i lisan sevmelere
Gönlüne hamd etmeye geldim...
Suç üstü yaralarımı iyileştirmek
hayatta en çok sevdiğim şeylerin başında geliyor yaralarım.
yaşanan tüm ihanetlere inat bana ait olan,
benimle kalmak için direnen ve
hiç bir kulda göremediğim sadakate sahip tek şey yaralarım.
geçmiyor..
geçmesin..
Hangi yönünden bakarsan bak iki yakası bir araya gelmeyen şehir gibiyim.
Bölük pörçük uykular içindeki gecelerim imdatsız.
Sus/lara bürünen sesime yatılı misafir gibiyim.
Yana yakıla özlediğim saatlerle yaşamak git gide imkansız.
Yüreğime ektiğin ayrık otları kök saldı ölümüme.
Babasız bir aşk'ı besliyorum küçücük ceplerimde.
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..