Çağrı Öztürk Şiirleri - Şair Çağrı Öztürk

mısır için nil ne ise
benim için de sen osun
kum ve kayadan ibaret kalbimi
taşkınlarınla ovaya dönüştürürsün
sayende ekinler veririm, hasatlar görürüm
yüzüm güler, yüzler güldürürüm

taş kesilsem dursam
kulak kesilsem dinlesem
israfil sûr’a üflese
buraya kadarmış desem
bilirim ah bilirim
inim inim de inlesem

birçoğu adını bilir ancak
tadını alanlar katılacaklardır
sırf aşk için yaşanılır
şu marizlenmiş hayatta

dilimde limoni bir tat

saymadım geçen günleri lüzum da yok zaten
dönmeyeceksin, ayrılığın terhisi yok
şimdi bir yıldırım isabet etse
aramızdaki o yegane yola
bir şimşek çatallansa gökyüzünde
bir ucu sana bir ucu bana uzansa

kaçırma gözlerini, gözlerime bak
ayrılık da ölüm gibi, kaçınılmaz
sakat bir at düşün, ağır aksak
acısına son ver, bu ayıplanmaz

ger ecel okunu, bırak gelsin

şimdi sen içkinin su gibi aktığı gecelerde
parlak ışıklar altında dans ediyorsun
şimdi sen yapay cennetleri andıran şehirlerde
sefanı sürüyor, gününü gün ediyorsun
çünkü sana dayatılan bu
çünkü doğrusu bu sanıyorsun

bütün özel kadınlar evlenmiş
hangi ele gitse gözüm yüzüklü
birçoğu çocuk bile kucaklamış üstelik
hangi ele gitsem gözüm?
bilemedim

ne berbat günler bu günler
yok hiç ağzımın tadı
bir şey var beni deli eder
bilmem ne adı sanı

ne berbat!

artık kâr etmez
ne bir tembih ne de teselli
o her şeyi hafife alma huyun
alaycı ve de meydan okuyan tavrın
seni kurtarmaz
kendi gerçeğinden

öyle günler geçirdim ki
telefonum günlerce çalmadı
bozuldu mu acep deyip
kendimi bile aradığım oldu
baktım kul yapımı sağlam
kul bozulmuş kul