dört ceviz geçti bugün elime
birbirine kırdırdım avucumun içinde
biri kaldı
bir ceviz büyüklüğünde
kalbimin dört odacığından birinde
sen gibi duran
siz gülme yetim yok bilirsiniz
benden beklemezsiniz ya
hani olur da ansızın
ağız dolusu bir kahkaha basarsam eğer
bir kenarda, kendi kendime
hem de gözlerimden yaşlar gelircesine
unutulanlar dışında yeni bir şey yok güzelim
oralarda kal, haritadan bile bakma buralara
yine bir kadın öldürüldü bugün
muhtemel yine bir bedeli olmayacak
giden geri gelmeyecek
elden bir şey gelmeyecek
yalnızlığın keskin olurmuş gözü
kime saklandıysam hep buldu beni
bir afet gibi, felaket gibi sözün özü
dokunuşsuzluğa mahkum etti teni
ne zaman sevmeye çalışsam
ben yalnız sana gelirken
kestirme yollar arıyorum
yalnız sana gelirken
ışıklarda sabırsızım
trafik cezalarım hep
sana gelirken kesilmiş
sert sessiz bir adam
tek tabanca yaşıyor
mutfak tezgahında şiirler yazarak
belli ki yemek yapmayı pek sevmiyor
çayı kahvesi hep önünde
denedim
denemedim desem yalan
ne yapsam ne etsem
çıkmadın aklımdan
gözden uzak olan
ilanı harp! ilanı harp!
yatıyoruz, kalkıyoruz
ilanı harp!
ne çıkar sanki
ne olur bir gün
ilanı aşk edilse…
sen sev de
hele bi sevil
ondan sonra konuşalım
sevda üzerine
bir yan, bir yakıl!
bir tabanca kabzası gibi iner enseme her gün
sert soğuk acılı temasıyla muteber yetimlik
mezar taşı yok diye resmiyet kazanamamış
gayri resmi acılar musallat eden ebeveynlik
serde yıkımını bekleyen çıplak bina sükûneti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!