Anadolu buğday pazarıdır
Anadolu lalezar bahçesidir
Her rengi barındırır
Her renge açık
Ve her renge eşit durmalıdır
Duramıyorsa
Her çocuk annesine taptığına göre
Anne bir tanrıdır
Hem de en saygı duyulan tanrı
Üstelik hem doğuran
Hem de yaşatan
Açılmamış ansiklopedi gibidir bazı yaralarımız
İçinde ne acılar,
Ne hazineler saklı.
Arada bir çık gel unutulmasın yüzün
arada bir çık gel benim de gülsün yüzüm
sal kendini firara, sal kendini yollara
bu rotasını yitiren gönül de sevinsin
arada bir çık balkona sal gülüşlerini
azat et hislerini sürgünleri yaşatma
bana hep sorar dostlarım,
neden aşk şiirleri yazmıyorsun diye
oysa ben hep aşkı yazıyorum!
aşk kuru bir çınar yaprağını sevmek,
bir demet buğday başağını okşamaktır,
sonbaharın son günlerinde Gülhane Parkı’nda yürümek,
Baktım ki bırakmıyor ellerimi
Gözlerimi, yüreğimi
Vazgeçtim gitmekten
Oturup doyurdum sevgiye kendimi.
Ayrılırken bile büyük olmalı aşklar
Ne vıdı vıdı yapan dengesiz bir kadın olmalı
Bütün yaşanılanlardan sonra
Ne de delikanlılığa sığmayacak dedikodulu bir erkek olmalı
Yıllar sonra karşılaştığında bile
Ne ezilip kızaracak bir yüz bırakmalı
Senin adın bahar
Güzelsin bahar kadar
Yarar bütün yürekleri
Sendeki o bakışlar
Bahar Bahara benzer
bahar gelmiyorsa, gelmesini beklemeyeceksin
baharı sen getireceksin dostum.
ama kolundan mı tutup getireceksin
ayağına mı kapanacaksın, gözlerinden mi çalacaksın,
ya da doruklarda mı sabahlayacaksın dostum
baharın gelmesini istiyorsan, sen de bahar kadar çabalayacaksın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!