Aşkımızın değil hırslarımızın
Peşinden koşarız
Hiç bitmez arzularımız
Sevildikçe şımarırız
Yükseldikçe pohpohlanırız
Kendimizi birşey sanarız
Hem bilirsin ölümün ansızın geleceğini
Hem de hırsla sürdürürsen yaşamı
Kimi zaman küsmelerin olur
Kendin davet edersin ölümü
Zaman geçer unutursun o kederi
Yeniden bağlanırsın yaşama sıkı sıkıya
Açtım balkonun kapısını
Gözlerim seyra daldı karanlığı
Sırtımda hissediyorum evimin sıcaklığını
Oysa yüzümü hafiçe yalayan bir rüzgar
Ehh, ne de olsa mevsim ilkbahar
Kalbimde bir aşkın tatlı şarhoşluğu var.
Sözler yine yalan çıktı
Yar ayrılığa ayakbastı
Seviyorum lakin derken
Beni derin hasrete saldı
Kırıldım, incindim, alındım
Her ayrılışta bir yara aldım
Hazan mevsiminde
Açan bir gonca gül değildim
Sevgiyle tuttun dalımdan
Su verecekken
Kopardın yaprağımdan
Alıştırdın yazmamaya
Ne söyleyecekseniz şimdi söyleyin
Ölürsem arkamdan laf etmeyin
Yolculamaya, istiyorsanız gelin
Rengarenk değil, siyahlar giyin
Kalbiniz düşüncenizle olsun ahenk
Ne güzel şey
Anlatabilmek kendini
Anlayabilene
Vadileri aşıp da
Aştığını bilmeyene
Aşk acısıyla
Sen hiç duvarlara yaslanıp
Kapılara tutunup da
Ağladın mı
Sen hiç bir sevgiliye
Ya da bir dosta
Hasret kaldın mı
Her şeyimi aldınız
Bana acıdan, kederden
Başka ne bıraktınız
Ama siz haklı çıktınız
Arkamdan yüreğimi
Kulak verin ezanlara
Kilisenin çanlarına
İster camiye gidin
Ister sinagoga
İsterse buluşun
Cem dergahında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!