Ansızın mı!
Hayır;
Doğru zamanlamaydı,
Gelişine hazırlıksızdık sadece.
Öyle sere serpe oturmuş,
Düşler uçuruyorduk...
Bildiği tüm öğretileri,
Doldurdu valizine.
Evrimin erte vaktineydi yolculuk.
Denizi tarttı, güneşi örttü.
Tüm irilikleri yaşamıştı,
Ve ışığını önüne kattı,
Yetisi eksik,
Tamamlanmamış buğday tanesi,
Büyür baharın erken sirenlerinde.
Bilmezden gelişi,
Gözlerin bağlı oluşundan.
Yaratısı,
Milyonlarca el, ayak,
Telaşlı rapsodilerde.
Algılamamaların anlık uzanışlarında,
Akıyorlar ve kısalıyorlar.
Yanmanın ölümcül sızısı,
Ve bir bereket ki,
Eğer illede gidecekse mavi,
Gözlerine değipte gider.
Çıkınına doldurur,
Sendeki tüm gizemleri.
Tutkuyu vurur,
Ölümcül yokuşlara.
Sende saklanmış,
Çocukluğumun hınzır gülüşleri.
Sallandıkça,
Takılıp gittiğim uçurtma renkleri gibi,
Canlı henüz,
Törpülenmemiş.
Gerçeğim,sarmal sardunyam,
Bıraktığım yerde yoksun.
Yoksulluğum, eksikliğim (yok)
Tümünde ben varım,
Tümünde sen varsın,
Tüme vardık beraber..
Bu ellermiydi,
Aydınlığında günün,
Avuçlayan yüzümü.
Titredikçe,
Örten üryanlığımı...
Yıllar sonra
Geri döndüğümde
Odanın kapısını açıp
Sana baktığımda
Yürüdüğümüz kaldırımların
Serinliğini sunarmısın bana.....
Yitirilmiş bir savaşın,
Kabullenmeme kaygısıydın.
Betondun,
Ve betonda kardelen.
Bir benmi bilmedim seni,
Bir benmi görmedim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!