hani şöyle uzatsam,
tek bir tane düşse elime,
yüzüme sürsem,
bulansam,kaybolsam,
güvercinlerle yol alsam,
akdenize,
Karanlıkta yön buluyor baykuş,
Sinsi, devrik gülümsemesiyle.
Odalar var girmek istediği,
Büyük felaketler ıslıklayacak.
Kaçışların kalk borucusu 'o'
Doğuşların denge bozucusu.
Bir vakit döngüsü. Eylül sürgünü.
Yüreğe çiy damlaları düşüren vakit,
Sevilesidir ya!
Ondandır sol yanının yangını...
Her yaprağı, gözyaşınla can bulur,
Ve, her Eylül biraz daha çoğalır avuçlarında,
Gecikti bugün,
Şaşkın rüzgarım.
Gizli bir düşün yanlızlığını soluyacaktık.
Kürekçi güvertelerin,
Gölgesi olacaktık.
Hep böyle şarap tadında buldum seni,
Devingen sevişmelerin, edilgen bitkinliğinde.
Açıyorum kollarımı,
Kollarım kısalıyor.
Çimenler kayıyor altımdan.
Tarifsiz, müzmin yolculuklardı,
Varılası, inadına bilinmezlere.
Gemiler, alın beni,
Lodos akşamlarında.
Titretin fakir bulutlar,
Kara küsmüş kardelenlerimi.
Elde kalmadı,
Avuçta hiç yoktu...
Gökten üç yıldız koparıp,
Sızılarına bastı.
Nemrut ağladı,
Nil taştı.
Bir çizgi daha,
Babamın gözaltlarında.
Ben tükettim der,
Avcuma koyarken ıslak güvercinini.
Yağmura verir ellerimi,
Yüzüme sürer güneşi.
Açıktan başladı yağmaya,
Sokakların, üzgün şarkısıydı.
Erdem biçmiş,
İhanet giymişti.
Çizilmemişti yüzü,
Ama herkese aşinaydı,
Dar vakitlerdi,
Dar mekanlara sıkışıp kaldık.
Ağrılı yanında buluştuk yaşamın.
Gümüşle donattığımız,
Kaldırım taşlarıydı,
Kırıktı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!