Şöyle bir gün al kendini güzelce karşına oturt,
Sakladığın sözlerini usulca punduna oturt.
Çıkacak küf tutmuş neler, hiç senin de bilmediğin,
Ne yaralar, ne özlemler, yüreğinde ermediğin.
Taş kalplerin ürünü…
Yazmışım durmadan sevdayı
İnce ince anlatmış satırlar sevgiliyi.
İncinmiş gün gelmiş kalp umduğu gönüle,
Lime lime olmuş susuz kalmış günlerce
Etlerim lime lime olmuş ellerinde
can çekişiyor gizlice, bana ait ne varsa bildiğim,
en çok da akıyor kalbimin gözyaşları.
Sonra dolayıp saçlarımı ellerine,
hani bir teline kıyamadığın o saçları,
paçavraya çeviriyor, cani ellerin, duymuyor kulakların
Yüzü gülen çiçeklere,
Uçuşan kelebeklere,
Coşkun akan nehirlere,
Sevgimi bir bir söyledim.
Kuşların kanatlarına,
Aklı, selim ile erdik yoluna,
Bin bir nimet sundun her bir kuluna,
Arındı ruh secde ettik yoluna,
Şükür yücelerin yücesi Mevla’m.
Aldığım her nefes senin lütfundur,
Ne zaman kararsa içim,
Acımla aynı renk gözlerin,
gelir aklıma.
Ne zaman yansa boğazım,
su diye inlese,
sevdam depreşir koynumda,
Sevince içten böyle…
Yapay olmazsa sevda kazınırmış gönüle,
Sevince içten böyle kim karışır ele ne,
Canım feda bin kere sevip yüze gülene,
Dilerim mutlu günler, sürer ömür boyunca.
Vazgeçtim yok artık gücüm kalmadı,
Her geçen gün ömrüme bir yıl kattı,
O mutlu günlerde gözüm kalmadı,
Güldü yüz, derdi hep içine attı.
Bir gülüşün çoksa gülme yüzüme,
Kar yağınca,
Bir bahanem olurdu,
Koluna girmek için,
Düşmekten,kaymaktan,
Korktuğumdan mıdır?
Yoksa sana tutunmak,
Feda olsun canım bu vatan için,
Kardeş dediklerim sırtımdan
vurdu, içim acıyor anne,
Aynı fırınlardan ekmek almış,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!