Varmış gibi adamakıllı biri,
Okumaya çalışırlar aşkın izini,
her bakışımdan,
Oysa yansıyan sadece,
Çığlıklarıdır yüreğimin.
Ordan burdan konuştuk,
Yaraları deşmeden,
Araya mesafeler, günler girmemiş sanki,
Sağlığına dikkat et. Dedim. Eskisi gibi,
Kaybetmenin acısı yanarken içimizde,
Seven kalplerimiz dokunmadı siteme,
Güneş solgun perdelerin,
Arasından süzülürken içeriye,
Tozlu eşyaların günahını,
Çıkartıyor ortaya,
Kanepeler, can çekişirken,
Etrafta keskin bir küf kokusu,
Tarihe iz bırakıyor,
her dokunuşun ardındaki arzunun tiz çığlığı.
Kokun, nefesin siniyor,
fırlayıp bedeninden, taş duvarların oyuklarına.
Bana ait ne varsa haykırıyor ellerinde,
kimi acıya inat, kimi zevkten dört köşe.
Dile gelmeden gönüle
o sitemler akıverdi,
Gülmez mi hiç hep ağlar mı?
Ah! Bu kara talih dedi.
Verdiğim her söz ok gibi
Çıkmasaydılar karşıma
Canı sarınca yılların hasreti,
İçim yandı da kadere ah etti,
Yardan ayrı kalmak zulümken cana,
Yoktur gözümde dünyanın kıymeti.
Ne gözlerim güler sensiz biçare,
Bal rengi gözlerin,
Karışmış kahveye,
Bir yudum kahve,
Bir yudum bal,
içer gibiyim.
Gözlerin konuşsun,
Özlemek derdin, nasıl bir duygu
hele anlat bir, dinleyelim gül dudaklarından
hüzün dolu iki damla boynu bükük yaş inerdi
taptığım gözlerinden.
Anlardım ki, bir parçanın uzak olması yanından
misal eksik olması hayatın yarısı,
Affettim seni kırgın değilim,
Yüreğim ne diyorsa söylüyor dilim,
Ruhu, bedeni hasta birinden,
Bekledim vefa ölünden, dirinden,
Çaresizliğime ağladım gizlice,
Nasıl oldu sevdim böyle delice,
Sevgilim sözü dolandırmaya, süslemeye
hiç gerek yok, yokuşlara sürmeye.
Misal kuşlar sen varsın diye böyle güzel ötüyor
duymazdım ki, onların sesini sen olmasaydın.
Şu açan çiçeklerin kokusu mest ediyorsa
yüreğimde yatan aşkının yansımasıdır dışarıya.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!