Sığdı deniz
Minicik bir koya
Sığdı deniz
Masum bir aşkı
Yere, göğe
Sığdıramadık
Zaman ölüm fermanını yazarken geçmişin
Daima koşmaya çalıştık güzelliklere
Ve sadece kendi güzelliğimiz ölçüsünde
Kucak açtı güzellikler bize
Yaşamımıza sığan her an
Gitgide uzaklaştıkça
Gecenin bir yarısında
uykularımın en koyusunda
ansızın yatağımdan fırlayıp da
pencereme koştum dün gece.
Dünya yerli yerinde duruyor mu?
Sokak lambasının ışığı yanıyor mu?
Ben
Debisi artan taşkınlarla
Taşarken sana içimde
Gecelerce
Sevip, okşadın saçlarımı
Ruhumu ve çocuk bakışlarımı
...
lâl akşamlarını içtim
kaybolana dek göklerce
kör karanlığında gecelerin
kandım dudağından suskuya
tam çözecekken sırrını alemin
Akşam da akşam
Bir kar yağar inceden
Şiirlerce, iyi dileklerce
Kapladı, tuttu yolları
Dışarıda kar
İçimde göz yaşlarım
Anılar tozuyor çamlardan
Kar taneleri yüzüme çarpıyor
Yıllar sonra soğuk bir kış günü
Sıcacık hatıralar canlanıyor
Azcık değişmiş buraları biz gideli
Fısıltılarımız, gülüşmelerimiz
Bir melodi sanki kulaklarında esen...
Bir minik busecik dudaklarına teğet geçen...
Gecenin bir yarısı gönlünün kapısını çalan
veya erkenden dokunuşu ile uyandıran
birer kırmızı balık olduğunda düşlerin
aklının havuzunda dolanıp duran
Bir devrandır
Dönüp duruyor işte
Binalar yerli yerinde
İnsanlar yorgun, dalgın
Koşuyorlar evlerine
Bir parça sükûnete...
Ben her gece
Sendeyim
Kaparım gözlerimi
Gözlerindeyim
Sıkarım yumruklarımı
Ellerinde ellerim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!