Zamanın bittiği yerdeki başlangıçtı
Bulutların ağlayışı..
Hayat kendi başköşesine geçince
Yağmur kokusu Katre-katre/
Gül yüzüne düşer deniyordu..
O taşlı yolların gittiği kadar
Sessizlik sırrına ırak düşmüşüz
Menzile götüren aşka mihmandar
Neşeyle ram olup kıvrak düşmüşüz.
Hiç acı görmeden geçen her güne
Dikkatle bakarsan eşyaya cisme
İnciyi mercanı derinde kullan.
Dikkatle dinle de lafımı kesme
En uygun birini birinde kullan.
Diyelim ellerin bulaşık yağlı
Binlerce hissimin dizgini elde
Tattukça yorulur tükenirdim ben
Sözlerin çirkini azgını dilde
Bet lafa vurulur tükenirdim ben
Heva ve hevesi nefsimi tutan
Kalbimi tutup da
Savurduğun zamandı
Mahcubiyet yüzünden
Düşürmüştüm yüzümü yerlere
Hıçkırığın içinden yere düşen yürekler
Hasret çeker sonunda tutar derdi sürükler
Geri almaz ağaçlar daldan düşen yaprağı
Sonun da firak kalplar yalnız kalan toprağı
İzi kalmış zamanın görmeden gitse bile
En büyük hiledir hilesiz olmak
Mademki öyledir verdik kötüye
Değil mi gayemiz çilesiz olmak
Aksini kim yapmış yorduk kötüye
Herkesin kârıdır verdiği değer
Gönül güllerinin bahçesinde
Dallar dalara vurur hemhemelerle
Tasa, keder, eziyet bir tarafa
Muhabbet, aşk ve şefkat diğer tarafa
Demleriyle demlenip ayrılırlar
Kalkarsa dört duvar şu batnım ayan
Olurdu herkese esrardan yana
Hissiyat binlerce var mı ki sayan
Elimde ne kalır gururdan yana
Kısa tut sözünü uzasın mana
Belagat cezalet elbet bundadır
Bülbülü dinlersen sen kana kana
Gül olan fazilet elbet bundadır.
Çok lafa hacet yok işaret yeter
Üstadım kaleminize, gönlünüze sağlık.
Sizi okumakta zevk alıyorum
Sağ olun
Var olun
* Saygıdeğer büyüğüm Bedri Tahir Adaklı üstâdımıza aşağıdaki şiirimi antolojide seven tüm dost ve arkadaşları adına ithaf etmekten mutluluk duyarım. *
Saygıdeğer Büyüğüm BEDRİ TAHİR ADAKLI
Dostluğu mutlu eden,mütehassis insandır
Onun hep kullandığı çok tatlı bir lisandır
Önceden ...