Yanık türkülerın fırtınası
Geçmişin gazellerini savurur bilmeden
Acılar yankılanır dost yüreklerde
Yaşlanmış yılların takvimleri aranır
Belki bir not düşülmüştür diye
Bizim iller âşıklara uygundur
Birkaç gece konuk ol da öyle git
İlmi talep çıraklara uygundur
Sazı söylet uzun hava çal da git.
Soran olsa cevabını verirsin
Semanın mavi sayfasında
Yanlış hesaplar tenkit kalemleriyle
Çözüm bekleyen
Vicdanlı elin şefkat parmağı uzanıp
Gösterirken rakamları
Dünyaya gelmeden diriymiş gibi
İçimiz lebaleb ruhlarla dolmuş
Canlılar olmadan biriymiş gibi
Tüm kullar yok iken o yine kulmuş
Tam burun buruna yaklaştık aşka
Bir hayli soğuktu/
sabahın doğan güneşi..
Yanık bir çıra kokusuyla
Başlamıştı sobamdaki ateş,
Boş kalan ellerim sıcağa hasretti
Soğuk olan gecemden..
Bir gözün diğerine itiraz eder mi hiç
Kardeşin veya dostun sanki gözün gibidir
İhtilaf etme sakın ihvanda sûret behiç
Hele daya sırtını sana özün gibidir.
Bir ömür sığdırılmış hayatın kitabına
Dört mevsimden biridir yıllar yılı her bahar,
Yoksa benim ömrümde bahar mı arıyorsun?
Bir çiçek aldım diye bir kez etti iftihar
Bahçesine can katan nehar mı arıyorsun?
Eskidendi sanırım bir kez bir bahar gördüm
Celladın ipine dolandı boynum
Zamanın durduğu bir yere geldim
Çözemez sırları zonkladı beynim
İnadı kırdıran bir yere geldim.
Mayası bozuk mu kişiyi dene
Ufunet rengini yüzde görürsün.
Yaptığın davette önde gidene
Neşeyi cümbüşte sazda görürsün.
Müskirat sofrası serip bir bakın
Fırtına kesilip ara verirse
Yelkende yırtığı dikeriz hemen
Şansımız olur da, bizi görürse
Sandalı açığa çekeriz hemen.
Rüzgârın estiği en güzel saha
Üstadım kaleminize, gönlünüze sağlık.
Sizi okumakta zevk alıyorum
Sağ olun
Var olun
* Saygıdeğer büyüğüm Bedri Tahir Adaklı üstâdımıza aşağıdaki şiirimi antolojide seven tüm dost ve arkadaşları adına ithaf etmekten mutluluk duyarım. *
Saygıdeğer Büyüğüm BEDRİ TAHİR ADAKLI
Dostluğu mutlu eden,mütehassis insandır
Onun hep kullandığı çok tatlı bir lisandır
Önceden ...