Cennetin gölgesi düşmüş üstüne
En nazende güller aşmış göğsüne
Seçilmiş mısralar paymış dostuna
Kalemi boynuna dolanmış Pertek
Dağ, vadi ve nehir yedi renk açar
İnsan denen muamma; sır denen bilmecede
Kökü iffet ağacı; kurdu, meyvesi taşır.
Zaman mekana duvak, takva nurlu gecede
“Perde ötesi perde” derdi devası taşır
Kırmızı gül goncası
Yar kokusuyla
Eser
Samyeli
Nağme içli
Düşünürüm dağları, vakarından
Ülkemin metin burçlarıdır onlar
Başında ki sis mi, yaşmak mı?
Edebin hicap örtüsüdür onlar!
Gaye ve ufkumun düştüğü yerde
Bir yorgun günü avuçlamışken
Ellerim, göğsüme dayanır!
Grup düşüncelerine dalıp giderken
Aklım, kim bilir hangi suale bulanır!
Dualar, aminler vatanda beraat
Çiçekler, sümbüller ruhumda nebat
Sensiz neyleyeyim ben dünyaları;
Yarab.. Eyle, daracık dünyama sebat…
Dost istersen, ‘toprak gibi mütevazı..’
Peygamber sıfatı, ‘Halil makamı..’
Sırra kadim, ‘gül kokulu avazı..’
Sıddıklar yolunda, dosta gidelim..
Dost yüzüne bakar, sefa buluruz
Bir tohumda, bir koca alem saklı
Alemde sırrı çözen kalem haklı
Bir damla su da, göz görür deryayı
Yüzer deryada, ariflerin aklı...
Medeniyet içinden harsı alın
Sadece enkaz kalır, himayesiz! ..
Asrımız adalet çehresine bakın
Kuvvete esir düşmüş, çaresiz…
Zamana ve mevkiine gösterilen iltifat
İnsafsız sorulara kelepçelenmiş zaman
Nef’inin “kaza okları” hitaba nafile
Dünyanın üzerine düşen kabus yaman
Yedi Süper, durmadan ferman okur sefile
Abi nasılsın beni unuttunuzmu yeni gördüm sizi selam ve saygılar
Bildiğim kadarıyla Elazığlı bir şairimiz.Gerçekten çok kaliteli.Şiirlerinde etkilenmemek mümkün değil.