Ayağındaki çamuru,
Gönlüne..
Elindeki hamuru,
Ayağına bulaştırma..
Sır, sadağından çıkmamış
“Nevruz der ki ben nazlıyım/Sarp kayalarda gizliyim/Mavi donlu, gök gözlüyüm/ Benden ala çiçek var mı? ”
Nevruz günü, 21 Mart tarihinin o efsunlu havasında Ağın’da olmaktan büyük bir mutluluk duyduk. O gün belki de, Ağın tarihinde bir ilke imza atıldı.
Elâzığ’dan gelen Ağın Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği mensupları ile birlikte, şair ve sanat dostlarımızın Ağın Kaymakamlığı, Ağın Belediye Başkanlığı beraberce, Nevruz’u ve dolayısıyla Türk’ün tarihi ve efsanevi bayramını kutlamaları o kadar müthişti ki, o halay çekişte elele tutuşan yüreklerin toprağa diz vuruşları görülmeye değerdi! Elâzığ’ın coğrafya ve nüfus olarak küçük ama gönül coğrafyamızı kuşatacak büyüklükte bir vakarı, ortak sedayı ortaya koyması bakımından Türkiye’mize anlamlı mesajları vardı.
Öncelikle, bütün Türkiye’mize sağduyu ve birliktelik mesajını; tarihi bir şuur içerisinde bizlere yaşatan Ağın Kaymakamlığına, Ağın Belediye Başkanlığına ve Elazığ’daki Ağınlılar Kültür Turizm ve Dayanışma Derneğine ve bu katılımda emekleri geçen herkese öncelikle şükran duygularımı belirtmek isterim.
Bir defa Nevruz nedir sorusuna yıllarca muhatap kalan birçok insanımız bize ait olan değerlerden uzak/ırak kalmıştır. İnsanın kendisine yabancılaşması kadar acı bir şey olabilir mi?
Nevruzla niye ve niçin hafızalara ‘bölücülük’ bir ikilem gelsin ki? Ta Adriyatik Kıyılarından Çinhindine kadar uzanan gönül coğrafyamızda, Nevruz bu milletin bayramı olarak bilinir. Ancak 2008 yılında Meclisimize verilen bir önergeyle Nevruz’un Türkiye’de de bayram olarak kutlanması yolunda geçte kalınsa güzel adımlar atılmış olması sevindiricidir.
Ak topraklarda, ak alınlı yiğitlerin diyarıdır Ağın. Ağın, ak gerdan üstünde bozkır Anadolu’da zümrüt güzelliği ile gözlere güzellikler içiren yurt köçesidir.
Tarihi yolların en uğrak noktasında olduğu içindir ki Ağın, Kuzeye, Kafkaslara; Güneye, Basra’ya; cihan şehri İstanbul’a yakındır.
Bu yakınlık, ak topraklar üzerinde kurulu Ağın’da; doğu ve batı kültürüne bütünüyle hâkim irfan sahibi insanların yetişmesine zemin hazırlamıştır.
Anadolu’nun herhangi bir şehrinde Ağın ismini ve o ismin neleri çağrıştırdığını sorunuz?
Size verilecek cevap:
“Anadolu’ya muallim yetiştiren gayretli, azimli, yürekli bir ilçemizdir…” şeklinde olacaktır.
Para denen meret, ipsizi bey eder
Şatafatı seyret, soysuza kul eder
Alımlı çalımlı yürüyen biçare;
Şu dünya lanet(?) gözleri kör eder..
Gök boşluğuna gözlerim dalıp gitti
Sonsuz azametine dermanım gitti
Örümcek yuvasını yapmaktan aciz
İdrakim, ilahi vecdi tadıp gitti..
Önüne çıkan engebeyi kendinden bil
Gönüller yıkan divaneyi dilinden bil
Bir saray kurmuşsun ebedi mekanda;
Kılıçtan da keskin sıratı halinden bil! .
Siyaset mi, maşeri vicdanı delik deşik etti
Mazlumun hevesini kaprislerine esir etti
“Her gurup kendi çevresiyle hoşnut olmakta”
Sözüm altın diyerek, çevresine beşik etti! ..
Harçtan kaftan giymiş, sütunlar mermerden başlar
Kesilmiş, biçilmiş, yontulmuş içiçe taşlar
Zevk, estetik vermiş; kemere çatılan kaşlar
Gökkubbe çakılmış, Selimiye'de nakışlar
Hem sela, hem sıla yükselir şol minareden
Taşların öylesi var ki, başa taç olur
Hacer-i Esvelt Taşı, aleme taç olur
Zümrüt, inci, mercan, yakut gibi gizemli;
Taşları yere saçamaz, sevgine taç olur! ..
Dünya dönüyor, ama nasıl?
Bir yüzü hep karanlıkta...
Gündoğumuna ağır, ağır..
Akıl, zemberekten boşalmakta
Abi nasılsın beni unuttunuzmu yeni gördüm sizi selam ve saygılar
Bildiğim kadarıyla Elazığlı bir şairimiz.Gerçekten çok kaliteli.Şiirlerinde etkilenmemek mümkün değil.