Çatladı artık sabır taşımız,
Acıyla buğulandı aşımız,
Bu yollarda, ağardı saçımız
Söyleyin yarına gün nasıl doğacak!
Hangi ana saçlarını yolacak.
Gün sensiz doğdu,
Gecem sensiz geçti
Rüzgarlar bile,
Sensiz sükut etti! ..
Ay yüzünde de,
Belliydi hıçkırık
Sırrını ifşa etme
Ummadığın taş baş yarar
Post kavgasını çekme,
Zehirle pişmiş ‘aş zarar…’
İkilemler, pervane olmuş
Çelişkiler, söze sermaye olmuş
Heyhat ki, meydanlar lafta!
Dilin hamalı, vaatler rafta!
Hesap döner; ada ada, pafta pafta
Sevginin Tarifi
Beyaz gül
Kırmızı gül
Utancın,
Al al rengi!
Serbest piyasa, kara parayı akladı!
Helal kazancın yanında haramı sakladı
Büyük balığın, küçük balığı yuttuğu
Kapital denen ‘havuz’ insafı yasakladı! .
Tarihe iftira atanlar, tarihi hakikati örtenler, geçmişine karşı riyakâr olanlara karşı sözümüz elbet olacaktır. Onlar, kendi nefsi menfaatleri uğruna milleti aldatıyorlar. İnsanları aldatmak bir zulümdür. Bir zulüm yüklenen ise şüphesiz ki zarardadır.
Bütün hayatını bu millete vakfeden Gazi Atatürk’ü bu millet, ‘—olduğu gibi’ tanımalıdır. Onu sarf ettiği sözleriyle ve bu millete yaptığı hizmetleriyle bilmelidir. Gazi Atatürk, “—Türk milleti dindar olmalıdır yani, bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır demek istiyorum. Bizzat hakikate nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum.. Din şuura muhalif, ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor.”
Bizlerde, kendilerini sürekli milletin önünde ve üstünde görmeye alışmış olan bir taassup sınıfı var. Bunlar, milletin vicdanında yer almayan aksine, kendi milletinin değerlerine sürekli şüpheyle bakan, hafife alan, yeri geldiğinde ise alay eden ve de aşağılamaya çalışan asıl, ‘—ham yobazlardır’ Onlar sıkılmadan, bilgisizliklerini de ortaya koyarak, ‘—efendim İslâm gelişmeye manidir’
Gazi Atatürk ne diyorlar; “—Bizim dinimiz en tabii ve makul dindir ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dine tabii olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması lazımdır. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur.”
Bu ülkeyi en fazla perişan eden de, sinsi bir şekilde yürütülmeye çalışılan ‘—dinsizlik ceriyanı’ olmuştur. Söylerim sizlere, tarihi boyunca İslâm’a bayraktarlık yapan, kanlarını istiklâl ve hürriyet uğruna, Hakk uğruna, din uğruna, iman uğruna, vatan uğruna sebil eden bu millete giydirilmek istenen o kadar gayri milli elbiseler oldu ki, üzülmenin ötesinde yanmamak elde değil.
Gazi Atatürk, “—Biz ne Bolşevik’iz, ne de Komünist; Ne biri, ne diğeri olamayız. Türkler milliyetperver ve dinlerine hürmetkâr bir millettir. Bizim hükümet şeklimiz tam bir demokrat hükümetidir”
Bir zaman inkılabı ruhumu devamlı besler
Sırra mazhar tefekkür, zaman tünelinde sesler
Nurlu günlere rağbet, doğacaktır elbet bir gün;
Dağlar dahi yol verir, kenetlenirse nefesler! ..
Elif, ayakta..
Dal, rükuda..
Mim, secdede..
adem..
Elif, Allah..
Nefsini ayakların altına al
Ki, olanca zahmeti ayaklar taşır
Kıraç olsa da toprağı hor görme
Toprak içinde defineler taşır
Abi nasılsın beni unuttunuzmu yeni gördüm sizi selam ve saygılar
Bildiğim kadarıyla Elazığlı bir şairimiz.Gerçekten çok kaliteli.Şiirlerinde etkilenmemek mümkün değil.