Sen uyuyordun ben
Uzak diyar yolcusuyken
Sen uyuyordun öyle
Sessiz sedasız çekip gittim
Sen uyuyordun ben
Gül yüzünü görmek bana gün gibi
Sensizlik ölüm, ölüp gitmiş dün gibi
Hasret kapısında bir anın bir ömür uzak
Belki sana günden geri, dün gibi
Dilimde olunca adın, başlar musikim
Senden öte duygularla ıslanır yüreğim
Gece gece sicim sicim ince ince
Dualarla suladım gülümü
Bilir misin ki sevdiceğim
Duam da olmasa sevildiğimi
Nerden bileceğim
Bu bağların çiçeğisin gülüsün,
Otur hallarımı diyeyim.
Dosta gönül verirsen seversen,
Hele dur hallarımı söyleyim;
Sen yoksan ben nereye gideyim.
Sessizce
düşmek
sararan yaprak misali.
Hazan mevsiminde,
uçmak serserice,
rüzgar önünde.
Şey....... çok şey yerine geçen
Bir şey
Şey yani
Hani bizim şey var ya
Onu gördüm şuralarda
Şey için içmiş şeyi
Hep yalnız indim,
Bu yalnızlık merdivenlerinden.
Nice hayallere bindim,
Düşüncemin minberlerinden.
Yıldız yıldız dolaştım,
Gök kubbeyi.
Ne orası ne burasıdır
Bana sıla.
Ne gariptir sılaya gitsem
Düşerim gurbet denen fasıla.
Gurbet yudumlayınca bir ömür,
Bana sıla oldu
Sınırda bir çocuk
O şimdi öğretmen
Doğubeyazıt’ın düzünde
Bin bir sevdası var sözünde
Bayrağının ışığı gözünde
Ne zaman bir tebessüm varsa yüzünde
sıra dışı sevgiler
sevgiler serviler
bir güzel için
sıra sıra serviler
öyle nazlıca
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!