28.11.1998 tarihinde İstanbul Beşiktaş`ta dünyaya gelmiştir. Çocukluğunu memleketi olan Sinop'ta dedesinin ve anneannesinin yanında geçirmiştir. Üniversite hayatına Sinop'ta devam etmiş ve sınıf öğretmenliği bölümü okumuştur. Şiire ilgisini lise yıllarında onu bir şiir dinletisinde sahneye çıkaran edebiyat öğretmeninden almıştır. Üniversite yıllarında tanıştığı İlyas Tunç'un etkisinde şiir yazmaya yönelmiştir. Yol, Yaşanmamış Hayat, Karanlık Sözler Sanatı ve İblisin 66 Cürmü kitaplarının yazarıdır.
Adımlarımın meyli terk-i diyara
Bu uçsuz bucaksız alacakaranlık
Hangi gün bırakır peşimi
Çekip giderken dönüp son bakışımı mı bekler
Yoksa bir demet papatya mı vermeliyim
Ve hiç tanımıyor gibi yapıp rüzgar gibi
Katran karası geceden armağan ağrılarım
Başımın içi Zincirlikuyu
Ve hortluyor ölülerim toprağımdan
Dünya dört duvara daralıyor
Dört duvar dört günümü daha alıyor
Sevdiklerim geliyor gözüme
Işık görüyorum gözlerinde.
Işıktır bu, başka şey değil.
Anlam yüklemeyeceğim.
Elinde bir gül var.
Sen gibi kokuyor,
Ve gözlerinden ışık var.
Cömertlik yapıyorsun, fakirsin.
Aşık oluyorsun, yeniksin.
Bir avuç huzur kovalıyorsun.
Arkadaş, sen nesin?
Ağız tadıyla içeyim diyorsun, ayyaşsın.
Önce kaldırım kenarındaki,
Özenle hazırlanmış bir buket papatyaya uğradı.
Papatyalar boynunu büktü.
Rakı bardağını beyaza çeviren,
Tuzlu bir yaş selam verdi.
Hıçkırıklı ağlamalar buyur etti içeriye,
Önce dibe doğru daldım,
Gövdem kumlar üzerinde dans eder gibi
Kırılan ışık hüzmelerinin arasında salınarak ilerliyorum
Göğün mavisini taklit ediyor etrafımdaki boşluk
Milyonların arasındaki yalnızlığımın sesini dinliyorum
Kendimce oyunlar kurarak avunma girişimlerindeyim
Karanlığımda kaybolan duygular dağıttı esen rüzgarı
Perçinlenmişti ama hâlâ ayak diretiyordu yaşamakta
O gün mü zedelendim içindeki sende
Gelişinden ne kadar sonra fark ettin beni
Henüz yağmurlarım dinmemişti
Açmamıştı toprağımdaki çiçek
Bir zaman sustum.
Cümlelerim bıçakla kesildi inceldiği yerden.
Ve soğuk ve kar ve tipi gibiydi yalnızlık.
Ve ben yaşamı sevmeyi sevmiştim.
Hani buz gibi bir duvara dayarsın sırtını,
Hani soğuktan titreyen her kemik hatırlatır sana yaşadığını
Saat oniki suları
Herkes ne olduğundan çok emin
Sarhoşlar sarhoş
Yalnızlar yalnız
Mutsuzlar mutlu
Bugün ölmeyeceksem,
Koklamak isterim gülleri.
Doldurup ciğerimi
Gitmek isterim,
Tabanlarımı kanatana dek,
Yolların beni götürdüğü yere.
Şiirlerinizdeki imgesel anlatımı çok beğendim. Sıradanlıktan öteye geçtiğiniz şiirler umarım size büyük başarılar getirir.