Girdim kapıdan içeri
Yemek kokusu sarmış her yeri.
Bulaşığa karışmış yumuşacık elleri,
Yüzünde tatlı bir tebessüm ile
Bana bakıyor annelerin bitanesi.
Sıradan bir gün oysaki...
Ne zor değil mi?
Arafta kalmak
Bir arpa boyu
Yol alamamak.
Başa sarıp da
Kendini tekrarlamak…
Gökyüzünde asılı kalplerin
Kainattaki sahibi,
Toprak olmuş bedenlerin
Yeryüzündeki hikayesi,
Varlığını hiçliğe değiştirmişlerin
Daha yaşarken ölmüşlerin
Kuş uçmaz kervan geçmez
Bir sokak sanki yüreğim.
Ne zaman biteceğini kestiremediğim
Upuzun çetrefilli bir yol
Bir de yalnızlık...
Zamanın peşinden
Sürükleniyorum sanki.
Hayatım hep bir
Koşuşturma hali.
Benden aldıklarının
Bakarken ardından
Göz görür,
Kulak işitir mi sanırsın
Kapalıyken gönül ardına kadar?
Dilediğince okur,
Gezersin de bilir mi sanırsın
Yoruldu artık insanoğlu...
Çok çalışıp az kazanmaktan,
Ne yaparsa yapsın yargılanmaktan,
El âlem ne der diye düşünmekten,
Kimseye güvenememekten,
Sevememekten,
Sensin…
Çöle dönmüş gönlümü,
Bir katrecik su ile yeşerten.
Sensin…
Hüzne bulaşmış gözlerimden,
İnci misali dökülen.
Direniyorum,
Kalan son yaprağım çünkü
Evimin bir parçası olan dalımda...
Direniyorum inatla
Rüzgara karşı, ömrümün son baharında..
Öyle yorgunum ki
Bir diyar ki
Özlemleri nihayetsiz,
Sevgileri beklentisiz.
Yürekler ateşten kavrulmuş,
Gözyaşları yağmur gibi akıp
Denizleri doldurmuş.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!