Dost dilinden türküler dinleyerek
Yağmurun ıslaklığı gibi
sarmaladım gözyaşlarını
katıksız
bir öğün misali yedim
güneşin eriten sıcaklığından kurulan sofranda
Akşamın karanlığı çöktü ya sessizliğe
Seni düşündüm yanı başımda
Kalabalık bir ortamdı ama
Sen vardın sadece yanımda
Seslere sağır
Varlıklara kördüm hayalimdeki dünyada
Bir gün bir güzel sokulmuştu ya
Masum gülüşüyle yanıma
Gönül sayfamın ön sözüydü o günün tarihi
Sayfalar dolusu yetmez
Akan sular bile az kalırdı yanında
Ne güneşin sıcaklığı
Çiçeğin toprağı kucakladığı bir günmüş bugün
Ormanların ortasında bazen yapayalnız
Kahrolası zorluğa direnmek içinmiş gelişi sanki
Tatması için yazılmış
Akıttığı gözyaşları
Teller ile çevrilmişken her bir yanı
yasaklar listesinde de olsa düşünmek
yasak çiğnemeye devam edecek
bende
atan
bu yürek
güneşi
ateşinle eritip
yağmuru
gözyaşlarınla ıslattığında
yıldızları
bulutlara ekip
kirli bir camın ardından
kahverengi bir çift göz
nazlı mı nazlı
biraz da edalı
ama tatlı bir gülüş
biraz da sinsice süzüştü tabi görünen
sen duygularımın prangaya vurulmuş
parıldayan güneşi
bilir misin
kalbimde sen
öfkemi dindiren
rayihalar saçıp bedenimi titretensin
yine gönlüm sarhoş bugün benim
tenimi sarmalayan rüzgar
sevdiğimden haber verin
yaralandım hırpalandım
ayrı kaldım ben sevdamdan
yüreğimde pıhtılaşan
Hüzünlüyüm bu gece
Bir bebeğin, karanlığı yırtarcasına çığlık atan annesine bakışı
Seslerin dayanılmazlığı karşısında hıçkırıklara boğulmasına hüzünlüyüm
Hüzünlüyüm bu gece
Her günü pencere kenarında adamını beklemeye alışkın
Sorunlara rağmen direnen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!