Bu sana son davetim, bil ki son sözlerimdir
Can bedenden çıkmadan geleceksen gel artık
Gecelere gam çalan kederli gözlerimdir
Kanlı yaşlar dökmeden sileceksen sil artık
Yürek hala kor iken, ateşim kül olmadan
Gülüşü sevda kokulu,
Gelişi cennet soluklu yar!
Ne çok zaman geçti
Sensizliğin ardından
Ağıt yakıyor duygular
Yastayım;
Hazan geldi yine tüm renkler soldu
Ömrüme sararmış gazeller doldu
Gitmem demiştin ya seneler oldu
Sene mi asır mı gel de bana sor
Yüreğinde yerim artık dar ise
Sahip oldukların tükense bir bir
Kendini yorup da üzülme gönül
Mevla mutlak kerim, verdikçe verir
Kanlı yaş döküp de süzülme gönül
Ne kadar acısan az gelir sana
Geceler sabaha nasılsa erer
Hasretin vuslata eremez gönül
Gözlerin kedere sürmeler sürer
Sevinç’e elini süremez gönül.
Ela gözlerine kurban olduğum
Heryerde hep seni görmek isterim
Özüne yaslanıp huzur bulduğum
Yarınımı senle örmek isterim
Baharım geçse de sende solmadan
Gözlerin boyunca
Yürümek geliyor içimden.
Yol alıp gitmek usulca,
Aşk kokulu zamanlara..
Sende sevdanın bitmediği
hesapsızca sevdiğin,
Gözlerinin karası...
Yâr gözlerinin karası
Gözlerindir ruhumun
en onulmaz yarası ...
Gözlerindir ruhuma
dipsiz bir kuyu
Neden gülmez oldun diye sorarsan
Ben istemez miyim güldür o zaman
Hergün hasretinle beni yorarsın
Gelmek istemezsen, öldür o zaman
Kalbim kırık sana gittin gideli
Gün gelir, faili mâlum bir gönül yarasına
mübtela olur insan.
Acıtsa da, incitse de, kül olacağını bilse de
gönüllüce yanar da yanar.
Ne kadar ictinap etse de aşktan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!