Büyümeye başladığın an
özlemeye başlarsın çocukluğunu
tebeşirlerle boydan boya boyadığımız
o sokakları
Her durakta bir yüz
Her durakta aynı yüz
Ben o yüzü tanırım
Bir elinde çakıl taşı
Diğerinde bir güz
Ben o güzü efsunlarım
Bir eylül akşamında bulsam seni diyorum
Sonbaharın buram buram koktuğu
bir eylül akşamında...
Hanidir uzağım yağmurlardan
Yağsan üzerime oluk oluk
İliklerime kadar ıslansam
Ah seni! Seni yazabilsem damarlarımın en ücra köşelerine
Hiç gitmesen benden
Saklı kalsan kalbimin sol atriyumunda
Bu nasıl bir hasrettir?
Ekinezyalara
Adeniumlara
Elma kokusuyla kamufle edilmiş bir zehir
Zehrin gözüne kestirdiği günahsız ruhlar
Açlıkla sınanmış küçücük bedenler
Ne bilsin, nerden bilsinler...
Gelirdin
ıssız yalnızlığımda,
Afrika Menekşeleri açardı
zoraki yağmurlar yağardı,
gökyüzünün cimriliğine inat
Hayra alamettir gelmelerin
Ayın yüzü çiçek açmış
Taranmış bir güzelin saçı
Unutulanlar hatırlanmış
Ne hayra alamettir değil mi gelmelerin?
sevgili...
yine düştüm yollara
yine seni aramaya...
yoruldum sevgili, çok yoruldum
ben seni ne zama aramaya kalksam
hayal kırıklıklarıyla geri dönüyorum
Karanlık basmış gündüzleri
talan etmiş rıhtımda kalan son biçare yolcuyu
var mıydı bir selamlık sabahı mechulün?
son bir hıçkırıkta dile gelse
kırık, dökük cümleler
gitmeden, bitmeden zaman
Sol yanımda sefil bir sancı
Daralıyorum, açın pencereleri!
Bu bendeki kalabalık yalnızlık
Nasıl anlatsam, tarifi imkansız...
Atsınlar beni
Bin nefes kalemsiniz
Tebrik ediyorum
ayşe hanım şiirlerinize biraz baktım. bazılarını okudum. çok başarılı buldum tebrikler. size ilk defa bu gün serbest kürsüde rastladım.