Elimde bir cigara, bilir misin?
Bilir misin Mâridîni, zerevanı?
O uzun yolları ...
Temiz havasını,
Bahara can atan toprağını...
Gün benim, benim günüm
Biliyorum seni
Sevinçlerini
Acılarını
Ümitlerini...
En korktuğun şey korkmaktı
Bırakma beni böyle zamanlarda
Kuş olur uçarım
Su olur buharlaşırım
Bir sabah üşürüm
Bir akşam yalnızlaşırım
İnzivaya çekilmiş denizlerin yolcusuyum
Sallanmaz teknemin pelerinleri
Uykulu, çekilmez bir yalnızlığın ortasında
kalakalmışım
Bitkin ve çaresizce yeşermekteyim
Yorgun ve hayırsız bir gecede
Sendeleyen huriler el sallar
Miskin duran aya
Bir sokak lambasının altı
Bir ihtiyarı ağırlar
Seyyar satıcı kendisi
Yoruldum tanrım ve biliyor musun?
Ben hep aynı acılara açıyorum ellerimi
Ve sen sıkılmadın aynı şeyleri duymaktan...
Kendimizden kaçıp uykulara sığındık
Uykulara sığınıp uyanmaktan kaçtık
Her uyanış hatırlamaktı
Her uyanış aynı acıya gebeydi
Bitip tükenmeyen aynılığın tekerrürü
Hatırlamaktı...
Kar gibi büründüm yerin yüzüne
Beyazım, daha çok beyaz
Sonra bir sema, yüksek mi yüksek
Alır götürür içimden bu ıssız beni
Bu ben ki bağıra bağıra derin uykularda
Bir uyku ki boşlukta sendeleyen yaprak
Sevgilim!
Bu dayanılmaz özlemler
Bir ateş çemberi gibi
Her tarafım yangın yeri
Gittikçe daralan ve beni içinde boğmaya çalışan bu çember
Kanımda bir çığlık
Günün her sabahında
uçar gemiler kanatsız...
yorulmak bilmez felek
ah üstüne ah dedirtir
ne hayatlar soldu
şu dar-ı dünyada
Bin nefes kalemsiniz
Tebrik ediyorum
ayşe hanım şiirlerinize biraz baktım. bazılarını okudum. çok başarılı buldum tebrikler. size ilk defa bu gün serbest kürsüde rastladım.