Düşünüyorum da,
Şu yaşadıklarımı hak edecek ne yaptım diye,
Bulamıyorum bir türlü,
Sahip olduklarımı,kaybetme noktasına gelecek kadar ne yaptım.
Geriye dönüyorum yıllar öncesine,
Ben bu bayram köyüme gidiyorum.
Hem de ailemle,
Eşim ve çocuklarımla.
İlk kez hep bir arada orada olacağız.
Oğlum,kızım yanımda elele,
Bursa Güzelim Yeşil Bursa
Seni seyrettim Uludağ’ın eteklerinden bu gece.
Yıllar önce ki gibi baktım şehre uzun uzun.
Tek bir benzerlik göremedim ne yazık.
Eski Bursa yok onu bitirdiler.
Çünkü sen yoksun.
Ve artık asla olmayacaksın.
Şiirlerimde,baktığım yerde,
Dokunduğum her şeyde,
Yediğim ekmek,içtiğim su,
Nefes aldığım hava,
Zor olacak adı bile olmayan bir şiir yazmak.
Ama zaten hayatta hiç bişeyin adı yok ki’
Adını koyduğum hiç bişeyin ömrü yok ki’
Bu yüzden adlarında önemi yok.
Sevgi dediğim geçici imiş,asla bir ömür sürmüyor.
İki genç kız vardı.
Yıl 1980 suları.
İstanbul güzel mi güzel,
Hele Nişantaşı Kız Lisesi,
Bambaşka havalı.
Biz Üç Arkadaştık,
Didem,Mustafa Can ve ben,
Okul yıllarını paylaştık,
Mustafa Can benim mahalle arkadaşım,
Komşu oğlum ama Bursa’da can olduk.
Didem ikimizin de göz bebeği,
Bir merdiven oldu hayat benim için,
Çıkarsın ağır ağır emin adımlarla,
Zaman zaman basamaklar tehlikelidir,
Ama pes etmezsin,korkmazsın ya da korktuğunu belli etmezsin.
Merdivenler sana göre gittikçe azalır,
Bilemedim aşkın rengini.
Siyah mı hep acılar çektiren,
Pembe mi heyecanlar uyandıran,
Kırmızı mı tutku rengi,
Yoksa sarı mı ayrılık rengi.
Gene korktuğum gün geldi.
Gene boynumu bükecek gün,
Gene içimi yakıp kavuracak,
Çocuklarımla avunacağım gün geldi.
Yarın Anneler Günü!
Yüreğinde taşıdığı temiz duyguları şiirlerine yansımış... Her zaman güzel şiirler yazacağından emini ve bunu başarıyor da...
Şairlik yaşamında sonsu başarılar dilerim...