Korona tüm dünyayı kasıp kavuruyordu. Her gün TV’lerde, gazetelerde, sanal ortamda türlü türlü haberler yayınlanıyordu. İki kişi bir araya gelince sohbet koronadan başlıyordu. Ambülansları acı sesi sokaklarda yankılanıyor; sesiz sedasız cenazeler kalkıyordu…
*
İşe gitmek zorunda kalan yoksul insanlar korka korka otobüslere binmek zorunda kalıyordu.
*
Delikanlı tıklım tıklım dolu otobüse güç belâ binebildi. Koridordaki tutamaklara erişmek için uzandı. Uzanmasıyla eli boşa çaldı ve tökezleyerek yan koltukta oturan genç kızın kucağına yığıldı kaldı. Neye uğradığını şaşıran genç kız birden “Ay! Dikkat etsene be ayı!” diye bir çığlık attı. Otobüsteki yolcuların bakışları o yöne çevrildi.
*
Güzel Ahlâk Örneği
DEDESİLLİ İBRAHİM HOCA
Babam okuma tutkusu bitmeyen bir köylü çocuğuymuş. İlkokulu bitirdiği yıllarda sınıf arkadaşı Hasan Ercan Denizli’de ortaokula yazılmış. Arkadaşının okumaya gitmesi babamın okuma ateşini alevlendirmiş. Dedeme okumak istediğini söyleyince, “Çiftimi çubuğumu kim işleyecek?” deyip şiddetle karşı çıkmış dedem. Yıldızlı bir yaz gecesi babam gizlice azık torbasını hazırlamış ve evden kaçmış. Denizli’ye gidip bir yolunu bulup okumakmış amacı.
*
Sabah olunca ev halkı bakmışlar ki çocuk yok, telaşa düşmüşler. Evde, köyde, ovada, dağda aramadık yer bırakmamışlar. Bulamayınca komşu köylere dağılmışlar çocuğu bulmak için. Halamın kocası, yedi yerinde süngü ve kurşun yarası olan Poyraz Halil dedemiz eşeğe binmiş Karahöyük Pazarı’na gitmiş. Babamı orada Denizli’ye gidecek at arabası ararken bulmuş. Babama “Oğlum okumak istiyorsan seni İbrahim Hoca’ya götüreyim, hem çiftini çubuğuna sürer, hem okursun,” diye avutmuş ve köye geri getirmiş. (1934)
HAVVA OYMAK
TOPLUM KALKINMASININ YURTSEVER, ŞEHİT ÖĞRETMENİ
*
Hava Oymak (Çoker), Acıpayam Ovası'nın güneyindeki Batı Torosların son uzantısı Tepsilli Dağı eteklerinde, ovaya doğru uzanan Darıveren (Darviran) Köyünde 15.04.1937 tarihinde güzel bir bahar günü doğmuştur.
Babası Hacı Amatlardan Canavarcı Mehmet Çoker, annesi Fatılardan Kuyruklu Ayşe'dir. Havva beşi kız, yedi kardeşin dördüncüsüdür. Kıt kanat geçinen köylü bir ailenin çocuğudur.
Kahpe Gençlik
*
Türküler vardır, şarkılar vardır insanı derinden etkileyen, yüreğinin bam telini sızlatan. Bu türküler yıllar yılları kovaladıkça dudaklardan düşmez, ezgisi bitmez. “Kahpe Gençlik Türküsü” de benim için, bizim yöre insanı için yürek ağlatan bir türküdür. Bu türkü Batı Akdeniz Bölgesi’nde Dalaman Çayı havzasında, Toros yaylalarında, oradan Fethiye Körfezi’nde ve Göller yöresinde bir ağıt, iç dökme, derdini dağlara, ovalara, kurda kuşa umarsızca haykırmadır.
Çoğumuz bu türküyü Dirmil’in yanık sesli unutulmaz, sanatçısı Emin Demirayak’tan duymuşuzdur. Başka sanatçılar da çalıp söylüyor. Ancak rahmetli öğretmen arkadaşım “Yusuf Tumbat” kadar koygun, yüreğinin özünden çalıp söyleyen, türküyü içselleştirene az rastladım.
***
Her sabah başımı okşayan
Tebeşir tozlu, kalem tutan
Tahtaya inciler yazan
Güzel ellerinden
Son kez karne alacağım öğretmenim.
**
KASIMLAR
ve
Hacı Hüseyin Ağa
*
Acıpayam’da eğitim ateşini başlatan Yüreğil Mektebi’nin ilk muallimi, Karahöyüklü Ali Vehbi Aykota’nın (1881-1959) “Acıpayam (Garbi Karaağaç) Halkının Asırlık Tarihçesi” adlı değeri paha biçilmez eserinde 1915 öncesi Acıpayam ve köyleri hakkında tarihi, sosyal, ekonomik, kültürel açıdan bizlere kaynak olacak çok aydınlatıcı bilgiler bulunmaktadır.
*
Sıra sıra uzanır yaslı dağlar
Duman duman olmuş yaylalar
Ovalar yorgun, sarı benizli
Susmuş börtü böceğin dili.
***
Karşımda güzel Kasımpatı
KOCADAĞ
***
Koca bir dağdın arkamda
Önümde serili engin ova
Sokak sokak dolanan şu kasaba
Senden bir haber var mı baba?
KÖKLERİMİZ
DEDERASÛL DEDE’DEN
DEDESİL ve DEDEBAĞI’NA
1. Bölüm
*
Türk ulusunun ayak bastığı, yurt edindiği topraklarda eren, gazi, komutan veya uçbeyi gibi efsaneleşmiş kişilere ait yatırlar, türbeler vardır. Bu ulu kişiler Türklüğü ve İslam’ı gittikleri yerlere taşımış ve orada yaymış, kökleştirmişlerdir.
KÖKLERİMİZ
DEDERASÛL DEDE’DEN
DEDESİL ve DEDEBAĞI’NA
2. Bölüm
*
Karaağaç Baba, Germiyanlara karşı kazandığı zaferin sonunda Dederasûl Dede ve obasını konuk eder. “Dederasûl Bey, bana çok büyük bir iyilik yaptınız, dileyin benden ne dilerseniz,” der. Dederasûl Dede de “Konar göçerliği bırakıp obama bir yurt arıyorum. Başkaca bir dileğim yoktur beyim,” diye yanıtlar.
iyi akşamlar dayıcım.şuan erkanı internet cafede zorla tutuyorum bu mesajı yazmak içinn. şiirlerin gene çok güzel kalemine ve o güzel yüreğine sağlık. sağlıcakla kalın saygı ve selamlarla....şiirlerin devamını merakla bekliyoruz..
Çocukluğumda hep Kerem ile Aslı Tahir ile Zühre
Ferhat ile şirin bu efsanleri dinleyip büyüdüm ve sanırım bu yüreğimdeki aşkı ölümsüz kıldı....