Gurbeti yudumlamak
Yaşamak
Gurbeti yaşamak yürekten
Bir üvey ana şefkatiyle
Bağrına basan gurbeti
Tam onaltı yıl gurbeti
İlden ile hicret ettim dolaştım,
Yirmi yıldır anlamaya çalıştım.
Her meslekten olan ile tanıştım,
Tanıştım da anlamadım ben seni.
Varlığın-yokluğun bana dert oldu,
Yollara vurdum kendimi
verdim yollara ömrümü.
her yürüdüğümde
her yaşıma
ağıtlar yaktım.
geç gelen otobüslere
Hani masallar vardır ya
Bir varmış
bir yokmuş diye başlayan
serencamı latif
Gökten paylaşılmak üzere
üç elma indiren
Kan gibi şah damarımda
ölümün öldüren tadıyla
izliyorum özgürlüğü.
Sabahın altısında saat
nöbetteyim.
Sessizce beklerken
Bir şair ölüyor rüyalarında
Bembeyaz bir güvercin oluyor
Kırılıyor kanatları
Vuruyor yastığa başını
Kırmızıya çalıyor hayat
Kan ter, kan revan
“Öyle bir havada gel ki
Vazgeçmek mümkün olmasın”
Utanayım reddetmekten
Öyle bir bakışla sil ki
Yüreğimdeki acıları
Yeniden doğsun
Dertler devşirdik liselerde
aşkların en haylazını taşıdık
çiğ düşmüş yüreklerimizde
aşiyan kıldık yalanlara
pembe sayfaları
ve
Bu bayram da yoksun nerdesin hani
Asırlardır sanki görmedim seni
Eski sevmelerle avuttun beni
Zamanım doldu bak gelmedin baba
Nasırlı elinden öpmek isterdim
Bahçelerde gezerim
Şeker şerbet ezerim
O güzelin uğruna
Ben kendimden geçerim...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!