Çöl ne ise, bence aşk da odur,
Şeklin önemi yok, buzun aslı sudur.
(Güldeste VI/2002)
Bana geldiğinde inliyordu kalbi
Hiç hali yok idi sapsarıydı rengi
Hala seviyordu bakışından belli
Bakakaldı donup öylece yüzüme.
Oysa ayrılığı isteyen o idi
Koparmak
Bir gül koparıldığında ağacı neyler
Gün batımıdır yüzünde oluşan hüzün
Birbirine karışır gözyaşında renkler
Mutsuzdur artık, varsa görecek gözün.
BAKTI…
Öylece bakıyordu!
Gördüğü neydi bilinmez ama,
Vagonun camlarını delen gözleriyle,
Baktığını gerçekten görür gibiydi.
Nisan, güzel bir bahar ayı besbelli
Renk renk açmış badem ve kayısı çiçekleri
Onca kuşun tekrar başlamış sevdaları
Yavaş yavaş erimekteymiş yükseklerin karı
Canlanmış doğa, ortaya çıkmış onca böcek, arı...
İşte böyle bir ayın Yirmibir Nisan gününde
Sonsuza dek esecek mi sanıyordun
Gönlümdeki bu hırçın fırtına.
İşte dinmek üzere bak,
Sığınmana gerek yok hiçbir limana.
Gel yanıma sokul biraz, korkma
Öyle mahzun durup üzme beni
Acılarını, dertlerini, umutlarını anlat
Yemin can kulağıyla dinleyeceğim seni.
Ben de çok acılar çektim dostum
Yakışmaz silah
Kalem tutan ellere
Onca mürekkep boşuna mı
Boşuna mı kazınmıştır düşüncesine
Sevgi,dostluk,hoşgörü kavramı?
Seni bana sordular anlatamadım,
Seni bana anlattılar tanıyamadım.
Kim getirilmişse haketmediği bir makama
Saat başı öğüt versen döndüremezsin adama.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!