Açık bir yol savaşsız
Vakit geç olsa da bu uğraşlar boşuna değil
Hasta ruhuma nefes aldıracak biliyorum
Şüphesiz aradığım melodiye O diyorum
Çünkü bir yanım hep eksik hazmedemiyorum
Doğanın farklı kanunları bedenimde test ediliyor
uykusuz olduğunda düşüncelerim
hareketlenir duygularımla sözlerim
belki de bencilliğime takılmış
onurlu bir sevginin ağırlığıydı sadece
henüz şimdi nasıl ne zaman sözcükleri niçin vardı
ve maalesef ne haldeydik
Üstat, bu yılda yükünü limanına boşalttı,
Tadı kaçmış, tınısı bozulmuş, hassas bir yıl daha özgür kalmıştı,
Oyalandığımızın farkına varmadan dinlemedi gitti,
Biçare dönülmez zamanda ne kıymetler eskittik,
Saçmalıklarımıza umarlı umarsız direndik,
Zarif kahkahalarımızla zamana tutunduk,
Bilinç altındaki o ses ile,
her insan gitmek zorunda olduğunu bilir,
tüm uğraşları da bu boşluğu doldurmak,
gitme düşüncesini silmektir aklından,
kişi tutunacak yer, yerler arar,
kimisi bir inançta,
Yorulmak nedir bilmedin, dur duraksız uçtun.
Aşındırdın kanatlarını...
İlk parıltıyı görene dek,
yöneldin sorgusuzca ışığa,
karanlığa sırtını çevirip,
sıcaklığı hissedinceye dek uçtun.
Sesimi duymanı istedim,
Her şeye hazırken, sana hazır mıyım bilemedim,
Kuşkusuz gördüğüm gün anladım,
Sokaklarının meçhul, romanının sayfalarının boş kaldığını.
Zaman övgülerimin yaratıcısı olmuş,
Ruhunun mahremiyetini nedense anlayamamıştım.
Gün garipti yoruldu, yoğruldu,
Sonunda herkes sakinliğe savruldu,
Güneşin başkalaşan gözleri uykuya daldı, batışında,
Ben, içimdeki güneşle aynı rüyaya, sıcak ve karanlık...
Aşka ve sevgiye davet vardı bu rüyada,
Uzaklaşan insanların izleri silinirken,
Adresim yalnızlık sokak,
Cadde kalabalık, akan insanların içinde,
Arıyorum seni.
Tanıdıklarım bir bir geçiyor, sen hariç.
Yoksa, seni tanımıyor muyum ne?
İnatlaşıyorum saatlerle,
Bir gün denizde olmalısın,
Her şeyden uzak, dingin.
Düşüncelerini bırak aksın suyun serinliğine,
Ninni tadında salın dalgaların eşiğinde,
Sessizliğini bozan ılık rüzgara,
Müsaade et, dokunsun tenine,
Kuşlar gibi uçabilirim,
Beynimi boşaltır,
Düşüncelerimi akıtırım,
Leblebi koydum tasa
doldurdum tıka basa
insanlarla aranda
duvar örme köprü kur
silinsin gönlündeki
acılarla dert tasa