Şehr-i kabristanı seyreyle gönül
Tuttuğu dünyayı atanlara bak
Elvan libasları giyip gezenler
Çürüyüp toprakta yatanlara bak
Bu nice şehirdir uyumaz uyklar
Kapında olmuşum sâil, ceset içre cân senindir
Bu günâhlar yakar beni, affet şeref şan senindir
Yedi dâmu, sekiz cennet hûrîyi gılmân senindir
Yedi zemin, yedi semâ, arş ile Rahmân senindir
Ehl-i hakîkatte, ilm-i hikmette
Adâlet lâyıktır sevdiğim sana
Evvel şerîatta hak tarîkatte
Muhabbet lâyıktır sevdiğim sana
Sensin tâ ezelde cânlar cânânı
İmâna gel zâlim gurbet imâna
Serimi salmışım aşka, dumana
Yağmur yağsa, güneş çalsa ovana
Şak şak öter bülbülleri sılanın
Ağlaya ağlaya yollara bakar
Mürşid-i kâmilden söz guş etmesem
Anadan emdiğim şîr hatırlanır
Mehrubân Afgan’da ona gitmesem
Kadehler kıpraşır pîr hatırlanır
Gelenden, gidenden onu sormasam
Pinhânda kal cânân, çıkma ayana
Korkarım yâd elden söz değer sana
Nâzik tenin dayanamaz tabana
Seherin güneşi tez değer sana
Hûrî, melek midir yâr senin soyun
Ey gönül fânî fenâdan yeter usanmaz mısın?
Bin yaşasan âhir ölüm, sözüme kanmaz mısın?
Ger günâhın çok olursa yakarlar zebâniler
Nâzik tenin düşse nâra, sen seni yanmaz mısın?
İstediğim Hakk rızâsı, kan ağlar çeşm-i didem
Yaşasın Osmanlı padişahımız
Kazandı vatanı, şükrânımız var
Her yana açıldı, gitti râhımız
Mekke, Medine'de yatanımız var
Medine'de yatan Habîbi Muhtar
Bin üç yüz kırk dörtte ettim azîmet
Kızlarkayası’nın suyunu gördüm
Lezzeti zemzemden kalmış alâmet
Dolduran sâkî’nin muyunu gördüm
Bu kaynak kalecik karşısındadır
Dinmemiş akıyor anamın kanı
Dostlar hele gelin toprağa bakın
Şühedâ ölür mü, yücedir şanı
Dökülen kanlara, allara bakın
Döküldü kanımız bak neler oldu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!