Seyyâh-ı seyrimde gördüm bir güzel
Giyinmiş yeşili, ala uygundur
Övmüş övmüş halk eylemiş Lem-yezel
Sandım bülbül konmuş dala uygundur
Acab daha var mı sen gibi dilber
Bülbül oldum dost bağına
Gülüm Allah diyer gider
Düşmüşüm aşk ocağına
Gönlüm Allah diyer gider
Hû derim âh figânımda
Dinleyin evlâdım savaş başladı
Ahmaklar elinden amân’a geldim
Savaşa sokuldu, millet haşlandı
Talihim aksine zamâna geldim
Geldim ki annemiz evde vurulmuş
Baktım imsâk vakti, bir yel esiyor
Dedim hele gitme, dur bâd-ı sabâ
Gitmeye emir yok, kimden küsüyor
O güzel hatrını sor bâd-ı sabâ
Eğer tez gidersen Afgan eline
Bardız’dır yurdum benim
Mevlâ’dır virdim benim
Desem her gün her gece
Tükenmez derdim beni
Aşık Nihani
Bardızım’ın taşları
Açılır haşhaşları
Yârime selam söylen
İstanbulun kuşları
Aşık Nihani
Üç yüz otuz altı tarih bu zaman
Gör ne yaptı Kerem kânı Bardız'ın
Asker geldi, millet oldu şâdümân
Kaynadı damarda kanı Bardız'ın
Koç yiğitler aç kurt gibi daldılar
İlim, müminin malı
İlim, kovanın balı
Câhil isyâna batar
İlim, kendin bilmektir
İlmin kaynağı Kur’ân
Ahbâbın ahbâbı bağların gülü
Ezelde başımız, bir’e bağlıdır
Soğanlı Dağı’nın lâle, sümbülü
Ezelde başımız, yâr’e bağlıdır
Kün emri yetişti, oluştu cihân
Kızlar pınara gidiyor
İçinde, bir danesi var
Sevenin cânı gidiyor
Kaşında, kar danesi var
Sevdâ çekiyor netice
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!