Hele bakın kaderime,
Binbir derdi sıralıyor.
Sürmüş bizi yadellere,
Sevdiğimden aralıyor.
Sırrı çözülmüyor yalan dünyanın,
Fakiri, zengini hepten ağlıyor.
Şaşırmış rotayı, giden geminin;
Yolcusu, tayfası, kaptan ağlıyor.
Kimi görsen derdi bini aşıyor,
Mâide Suresi; doksandır âyet
Buyurur ki; içki içmek haramdır.
Felâha gidersin, tutarsan şayet
Hem de fal oklarını açmak haramdır.
İman edenlere emir veriyor,
Bu kadar mı olur vefasız yarim?
Sana ihtiyacım olduğu anda.
Gölgene sığındım, bırakıp gittin,
Sana ihtiyacım olduğu anda.
Derman ararken, buldum belâmı,
Karanlık çağlara dönüşün adı,
İrtica yapana “mürteci” denir.
İnlere, dağlara dönüşün adı,
Toplumdan kopana “mürteci” denir.
Aydın, mürşit, bilgin, âlimden uzak,
Zerresine kadar usta hakkımı,
İkrâm eder miydi, işlemeseydim.
Amelimce verdi müstahakkımı,
Keşke yanlış yerden başlamasaydım.
Bana türlü nimet, ceylana otlak,
Kadın, erkek belli değil orada,
İstanbul’da medeniyet böyledir.
Pavyon kapısında kızlar sırada,
İstanbul’da medeniyet böyledir.
Sultan Ahmet Meydanı’nda fahişe,
Bizde günah olan, orada neşe,
Benim güzel yurdum cennet vatanım,
Her an pırıl pırıl görmek isterim.
Sana feda olsun şu tatlı canım,
Yüzümü yüzüne sürmek isterim.
Bir bahar sabahı yayla göçünde,
Onunla başladı insan fıtrâtı,
O ki; başımızın tâcıdır kadın.
Âdem’de onunla buldu hayatı,
Kutsaldır, anadır, bacıdır kadın.
Doğurur, emzirir, bakar, büyütür,
Onunla başladı insan fıtratı
O ki başımızın tâcıdır kadın.
Âdem de onunla buldu hayatı
Kutsaldır, anadır, bacıdır kadın.
Doğurur, emzirir, bakar, büyütür.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!