Muhabbet meclisi otağa benzer,
Haddini bilirsen; yatar gidersin.
Cahil ile sohbet, batağa benzer,
Uğraştıkça dibe batar gidersin.
Arifin kervanı ibret yüklüdür.
Bu gidişin sonu nere varacak?
Toplum uçurumdan, uca gidiyor.
Kör olmuş insanlar, neyi görecek?
Gündüz göremiyor, gece gidiyor.
Tükendi merhamet, insaf kalmadı,
Nerden çıktı şimdi bu ani karar,
Her şeyi bir yana itme sevdiğim.
Sensiz hayat sanki neyime yarar,
Zaten yaralıyım etme sevdiğim.
Buraların tadı tuzu kalmaz ki;
Yaşamaya ümidim yok,
Vurun, vurun gömün beni.
Belki ecel geç gelecek,
Vurun vurun, gömün beni.
Haberi olmasın zabıta.
Bir insan tanıdım âlem içinde,
Mükemmel davranıp ulu göründü.
Türlü türlü manâ, kelâm içinde
Muhabbet eyledik veli göründü.
Huzurda el, pençe, divane durdum.
Yaşamak istersen aşkı sevdayi
Cehennem narından sakınma gülüm
Bırak nazlanmayı bırak edayı
Utana utana bakınma gülüm
Gönül sarayımda bezmialem ol
Hasbahçemde açmış pembe lalem ol
Bir kar yağar ince ince.
Geçit vermez, yol kalmadı.
Yardan haber gelmeyince,
Dizlerimde hâl kalmadı.
Kar üstüne kanım akar,
Sılamdan ayrı düştüm,
Kaldım gurbet ellerde.
Ben bu derdi sevdayı,
Aldım gurbet ellerde.
Vardım derbeder oldum.
Bir başıma kaldım bunca senedir,
İçimi yakıyor gurbet elleri,
Gayrı bilmem yolum hangi yönedir,
Canımı sıkıyor gurbet elleri.
Burnumda tütüyor,köyüm bucağım,
Bir gün vardım komşuya,
Selam verdim Haso’ya.
Oturmuştu köşeye,
Kalktı Haso ağladı.
Ne var dedim: N’ olmuştur?
Benzin, rengin solmuştur,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!