Rüzgar
Ağaçların kokusu
Öyle güzel ki,
Kendimi salıverdim
Sonbaharın büyüsü ile
Sessiz çığlıklarım
İçimde yankılanıyor
Ama kimse beni duymuyor
Dört duvar arasında
Sıkışıp kalmışım
Yıllar yılı
Yüreğimin dehlizlerinde
Sır gibi sakladım adını
Nar-ı aşkınla yandım kavruldum...
Yasaklar koydum kendime
Hasretler varsa birikir acılar…
Vatansız topraklarda
Tutunmak için hayata
-mış gibi yaparak
Kıymet verdiklerinin bedelini ödersin.
Yaşatılacak anların sonsuzluğunda
Bir ezgi takıldı kulağıma
Bu senin sesindi
Kemençenin, tulumunun sesiydi
Yıllar yılı susturulmuşken
Senin sesinde buldum kendi sesimi
Kendi dört duvarlarımızı
Kendimiz örüyoruz bilinçsizce
Esir ediyoruz
Yaşanacak koskoca bir hayatı
Yüreğimizin hapishanesine
Işık içimizde
Benim için
Belki bir umuttu
Yüreğinde hissettiğin
Ve gözlerinde parlayan bir ışık
Kim bilir
Ay-Yıldızlar
Gecenin karanlığına inat
Aydınlık ve pırıl pırıldır
Bembeyaz gelinliği ile gökyüzündeki tahtında oturan
Ay
Bir bilsen ne çok bilinmezi yaşadığımızı
Sen başka yerde
Ben başka yerde
Çok yakınlarda olsak bile
Ya da çok uzaklarda...
Her şey gelir geçer de
Bir garip yalnızlık
İnsanın içini ürperten bir hüzün kalır yüzünde
Silip atamazsın
Sahip çıkamazsın
Üzerinde eğreti olduğunu düşünür
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!