Odamın penceresinden gökyüzüne baktım. Gün ışığı gözümü kamaştırdı. Daha fazla bakamadım, gözlerimi kaçırdım. İçimde tarifi imkansız bir boşluk hissi vardı. Bu da beni yaşamdan koparıyordu.
Koşarcasına pencereden uzaklaştım ve odanın en karanlık köşesinde duran yatağıma uzandım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum, ama başaramadım, gözyaşlarıma engel olamadım. Neden diyordum, neden? neden?
Bütün bu nedensizliklerin içinde bir sebep, ufacık da olsa bir sebep bulmalıyım ki, yaşantım devam edebilsin.
Seninle büyüdüm
Ve kendimle büyüttüm şiirlerini
Ve okudukça anladım
Öğrendiğim pek çok şeyin anlamsızlığını
Doğanla doğdum
Ruhumu savurup sonsuzluğa
Pişmanlığın fayda etmediği
Ölüme uyanıp da
Karanlıktan bir an önce kurtulup
Yeniden yaşamak ister gibi
Seviyorum Seni
Sonradan görme sevdalar
Sonradan görme sevdalılar
Gizleyecek pek çok şeyleri olduğu için
Kabul edilebilme adına
Her türlü şaklabanlığı yapmaya hazırlar
İçten değiller
Sevgiyle dolu zannettiğim
Bir düşünce bulutum vardı benim
İlk önce yoğundu
Yükseklerde, en tepelerdeydi
Şiddetli, fırtınalı gecelerimde
Bazen günlerce içimde debelenir durur kelimeler
Nereye gideceğini, nerede duracağını bilemeden
Oradan oraya savrulurlar...
Bazen de bir şarkı gibi
Dilime takılırlar
Elinde kalemin
Yazıp çizdiğin her ne varsa
Onların da ötesinde
Her şeyin üstünde
Yangın alevinde
Bir isyanın tam ortasında
Manik-depresif ruh hallerindeyim. Geçip gidiyor yıllarım, tükenen umutlara ilave eksiltilmiş bir yaşam. Çoğalan zincirleme hayal kırıklıkları, volta atılan içi boşaltılmış odalar ve sarı siyah yalnızlıklar...
Bugün hava yağmurlu ve puslu. Böyle havaları çok seviyorum. Hüzünle doluyor yüreğim, kendimi acıtıp şair kimliğime bürünüyorum. Hayata inat kıpkırmızı ojelerimi sürünüp sokağa çıkıyorum. Yüzüme damlalar düşüyor, ıslanıyorum. Hafiften bir ürperti, üşüyorum...
Acı acı gülümsüyorum, bir yılı daha geride bırakacak olmak içimi burkuyor. Astrologlara göre 2009 yılı, benim yılım olacakmış. Yaşasın bütün kovalar, bu yıl çok şanslısınız! Belli mi olur inanalım, belki de gerçekleşir kendimize bile itiraf etmekten çekindiğimiz imkansızlıklarımız...
Eylül,
Terk edilmiş bu virane parkta
Sararmış yaprakların çıtırtısında
Çocukluğumu ararım
Bir garip yalnızlık çöker omuzlarıma
Senden bana kalan
Avuçlarımın arasında tuttuğum
Solmuş bir demet
Hüzün çiçeğine tutunup
Elim kolum bağlı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!