Kolları açılmış dinmeyen hicranına
Boynu bükük sanki hiç kımıldamıyor
Elinde bağrını dağlayan sazı
Dilinde kederli, yorgun bir türkü
Benden sorulur diyor bu hasret dolu öykü;
İçim yangın olur
Annem canım annem
İlk beşiğim
İlk kundağım
Cennet kokulu kucağın
Nefesinde baharlar taşıyan
Sesiyle yüreğimi okşayanım
En hassas yerdeydi
Gözlerimin ferindeydi
Hayal gibi
Düş gibi
Çarpıcı bir bakış gibi...
Sevdim işte
Babamın merhameti
Annemin şefkati gibi
Yalansız ve riyasız
Dupduru ve katıksız
Can diyordu
Canıma bin can daha ekleniyordu
Bir çiçek açıyordu kalbimin ortasında
Hüzünlerim dağılıyor
Kederlerim gidiyordu
Nasıl geçer koca bir kış
olmadan gözlerin?
kar altında kalınca gözlerim
seni göresim üşür
hasretin içimde kalbimi bölüşür
Bugün yine sendeydim, seninleydim anam
Gözlerimden çoçukluğum
Ellerimden saçlarımı okşayan ellerin geçti
Üzerim toz toprak içinde
Dizlerimde yaralar
Diyorum ki, yeniden başlasak
Adımız silinmeden hatıralardan
Daha çok uzaklaşmadan mazi
O sevdiğimiz cümleleri kursak
Tükense sözlerimizin gamı, kederi.
Bu şehir her mevsim seninle güzel
Seninle bulmuşum denizin kokusunu;
Doyasıya mavi
Doyasıya çok.
Saçlarını hatırlatmış esen her bir yel
Hiç kimseye senin kadar güvenmedim
Hiç kimse de senin kadar yıkmadı güvenimi
Öğrendin mi şimdi?
Neden sözlerinin üzerine düşmüyor gözyaşlarım
Neden hissetmiyor kalbim eskisi gibi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!