nöbetçi asker
yüzünün işgal ettiği yüreğim
hüzne bıraktı yerini
yer yanım bir fiil işgal edilmiş
hüzün nöbetçi asker gibi
xece’ye
seni sevmek bir alışkanlıktı
hep sana bakmak
her bakılan yerde seni görmek
herkesi
her kokuyu
hüznüm nikotin gibi alışkanlık yapıyor bana, onsuz olamıyorum, en mutlu anımda bile yanımda.. bir tarafım gülerken diğer tarafım hep yalnız, hep çaresiz hep hüzün.. sorun etmiyorum ha, biliyorum yüreğim hüzne dayanıklı, hüzünden de umutlu..
acıya acayip saygı duyuyorum, ağlamaları seviyorum, acı ve yalnızlık olmasaydı ben yaşayamazdım diyorum.. acılarıma sahip çıkıyorum, beni karşılıksız seven ve terk etmeyen tek varlığım acılarımdır biliyorum.. acılarımı hüznüm besliyor, acılarımı kucağıma alıp oynaşıyor gülüşüyorum, sizden başka kimsem yok deyip sarılıyorum onlara.. onlar da şaşırıyorlar, anlamlarını yitirmekten korkuyorlar belki de..
halbuki herkes onlardan kaçarken ben kucak açıyorum onlara.. onlar da anlamıyorlar beni, senin gibi.. hala yaşıyor muyum diye dışarı çıkıyorum, hayatın neresinde olduğumu bilmiyorum, kıyısında bir yerde olsam gerek diyorum..
adaşım/hemşerim
(küçük süslü bir kent için
satılacak adam mıydım)
yalnızım yalnızca
doğu
kesici bir soğuk vardı üzerinde
bir karabasan
gözlerindeki sağanak
yağıştan etkilenen yüzün
ağustos böceği
dışarıda
ağustos böceği ötüyor
bilmem kaçıncı seferinden dönüyor
balıkçı motoru
yeni versiyon fıkra
ustama şakacı olun diyor amirleri
esprili olun
halka bol bol fıkra anlatın
kötü imajı atın
hayvan
kuzu gibisin
yeni tanıdıklarına karşı
onun gibi sevimli
ve masum olursun bir an
sen gidince
tüm ışıklar sustu ardından
umudum boğazıma düğümlendi
hüznüm mezun olamadı
kelimelerim hala buruk
dargın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!