hey denizin bekçileri
denizin üstünde denize yakın
kanat çırpan güzel martılar
hiç durmadan şarkılar söyler
oyunlar oynarsınız
yol gösterirsiniz denizciye balıkçıya
Zümrüt gibi siyah saçları
Kokuyor buram buram
Tel tel olmuş dağılıyor
Esiyor rüzgar hafiften
Bembeyaz yüzü gülüyor
Geleceğe umutla bakıyor
Ağlama değmez bu dünya
Yaşıyorsan ruhun, seviyorsan aşkın
Ağlıyorsan gururun var
Değmez hiçbir şey
Göz pınarlarından akan yaşlara
Her şeye rağmen bu dünyayı seviyor
Taze pembe umutlar karardığı zaman
Yemiştir bir arkadaş darbesi sırtından
İyi bir arkadaş unutulmaz hiç bir zaman
Kötünün ismi bile anılmaz
Kimsenin kalbini kırma arkadaş
Bu fani dünya sanada kalmaz
Volkan gibi dağı taşı deviren
Ben baş koyduğum yardan çeviren
Bir derdim var ciğerimi kavuran
Bir derdim var sana açamıyorum
Sevmek hakkındır fakat kanma
Sevip de sakın sevdim sanma
Hep sana söylerdim aşk şarkısını
Şimdi kime çalıp söyleyeceğim
Yine susuz içtim dert rakısını
Sevdiğim uğruna ben ölecek miyim?
Geçen günlerimde hayal zindandır
Dünya küçük dört duvar kadardır
Bir dünya ki yaşanmaya değmez
Mazideki günler geri gelmez
Acı dolu günlerim tükenmez
Ölmek istiyorum
Bu fani dünya yaşanmaya değer mi?
Hayat bu kader bu
burası bekar odam
burda en acı günlerim
şu ufak penceremden
bazı kez mehtabı seyrederim
hüzünlendikçe bir kaç kadeh içerim
ufak şu masamda
Benim dünyam küçücük bir dünyadır
Yalnız ikimiz için
Bir odası var tek yataklı
Bir masası var acı rakım üstünde
Bir penceresi var iki camlı
Güneş doğarken batar içine
Dağları deldim de geldim
Sanma,
Sana sevgimi, aşkımı, kalbimi
Bütün ruhumla vermeye geldim
Başımı taşlara vura vura
Aşkımı sana suna suna
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!