Öfke dolu paletimi aldım elime
Bu akşam İstanbul’u resmedeceğim.
Fırça fırça dokunacağım yüreklerinize
Bu akşam rüyalarınıza gireceğim.
En acı resmini çizeceğim İstanbul’un
En kuytu yerlerini keşfedeceğim.
seni anlatıyorum tüm sevdiklerime
seni dinliyorum şarkılarda
seni duyuyorum tüm sözlerde
herşeyde biraz sen varsın
seni yaşıyorum
seni anlatıyorum
Yeni dağılmıştı gönlümün
Hüzün yağdıran bulutları
Ve ben küçüktüm daha
Katlanmak için büyük acılara.
Zamanla parmaklarım sigara,
Yüreğim sen kokmaya başlamıştı.
Kapatmak istiyorum bütün saatleri
Geçmesin artık zaman
Ne bir tik tak sesi ne bir çığlık
Ne de gecenin sessizliğini bozan bir ses istemiyorum.
Sende kaybettiğim diğer yarımı arıyorum.
Bütün sandıkları karıştırdım.
İki bin ikinin yazıydı
Henüz kurumuştu vişneler ağaçlarda
Sevda hastalığım yeni nüksetmişti
Ben böyle değildim önceleri biliyorum
Ne avare adımlarım vardı kaldırımlarda
Ne de serseri ıslığım vardı dudağımda
Galiba unuttum seni
Gözlerin hayalime girmiyor
Hani derdim ya çok güzelsin diye
Saçların gözünün önüne gelince.
Artık gelse bile beni etkilemiyor.
Duruşun belki eskisi gibi sakin
Umutlarım vardı, gökyüzünden daha mavi
Temiz bir kalbim vardı sevdanın esiri
Gülüşlerim vardı kahkahalar misali
Şimdi bana bunları geri verebilir misin?
Uğruna akıttığım onca gözyaşından bir damlasını
Gözlerin gönlümde açan kan çiçekleri
Kan çiçeklerine ihanet etmişlerdi ama
Yüreğim gözlerine ihanet etmedi.
Ürperten bir geceye soyunurdu istanbul
Bir rüzgar eserdi Çamlıcadan
Hoyrat rüzgarların ucuna
Sonbahar yaprakları gibi
Takılmıştı kalbim
Ben senin rüzgarınla savruldum
Yaprak sonbaharın rüzgarıyla
Ben senin yokluğunda vuruldum
Yaş otuz beş değil ama
Yolun yarısına geldik
Hayat yıprattı bizi
Yirmimizde tükendik
İnsanlardan korkup ta
Kıymetli Dost Şair, Şiirlerini sık sık okumaktayım,
ancak mesaj limitiyle olan sorunum nedeniyle size
mesaj gönderemiyorum. Bu hususu bilmeniz için
buraya not bırakayım istedim./ selamlarımla./ n.a./