Kırık bir dal hikâyesi, umursanmaz
bir şerefin namlusu soğumuş.
Bir hiçtir, zincirde kırılan bir halka
vezin yapmak serbest, arkadan konuş!
Dişlerin görünmesin, kalleşçe.
Erkeği namerttir, dişisi berbat!
Sık yığınlar içinde çabucak dolan çukur gibi
kalabalık içinde yüreğim bir sığınak, bombalansın!
Tufan öncesi hiçlikten miras, bu gün gibi
beni bütün günahlardan, hangi zir koruyacak!
Ve ben zamanın ortası, aklın ucu gibi bir mızrak
sefil bir zamanın efendisi; yitikliğim çark et!
Yüreğimiz deki yargılar, duyguların asılması mıdır?
Sevmek varken şartsızlığa binaen, evet kusurluyuz.
Kusurları affetmekte kurulan şu nice mahkemelerin
Bencil olmakta; yancı, fettan, mükerrer taraflarıyız.
Neden eğilmez baş, yıkılmaz gurur? O ben kim?
Getirir; yollar yüreğine, sezgiden açılır fark etmezsin
Süzülür ışığı dört boyut öteden, donanmış nötrinlerin
Yüküne sunaksın, algıların; bir ağlama, bir gülüştür
Efsunlu bir bakış, bir gidiştir! Her, nereye olursa olsun.
Özüne bir kapıdır; sihrinden, bir kafes gibidir can
Biliyorum, içinde hayatın ezginliği var.
Kaç kere karardı bu dünya gözüne!
Kaç yokuş çıkıldı, kim bilir! Başındaki aklar
Dile gelip anlatır derdini bana.
Kolay değil yürümek bu yollarda
İpine un serip ona tutunmak.
Nesirlere sığdık daima.
''Yazıkça açıldık, açıldıkça azaldık.''
Anlatamadık içimizi;
ne anlayan vardı mirim,
ne anladı kitaplar dolusu şiirler yazsak.
Şiirler eridi,
Ağlayan gözlerinde duruyor nemi
Sen giderken tutuştuğumuz kavganın
Yolu yarı ettin mi gözlerini sildin mi?
Döneceksin biliyorum yarı yoldan
Dayanamaz yüreğin aklın yenik düşer
İçinde taşıdığın benimdir bu sevda.
Biliyor musun Altan?
Karanlığın içinde sandığın, bildiğin, yaşadığın, yaşayacağın
her şey bir hiç.
Ve sen ışığın elinden tut.
Zamanı bırak, kalbinde ol ve işit ki gerçeğin tek açık yolu;
bilmek değil, yürümektir sana söylenen istikamete.
Sürünelim biz yine her gün
değmeyelim mirim şu ışığa! ..
Bırakalım bu meşk-i, yalanı
ayakta kadeh tokuşturanlara.
Ufaktan voltamız var, yavaştan!
Sessizce uzayalım biz mirim! ..
Yürümeli mayınlı bölgelerde zora verip kendini
Hınca hınç akan bütün cürümlere karşı.
Bitirmeli yürekte son cevabı verilmiş bir hakkın
Üstüne atılacak, bir aslan gibi yürümeli.
Düşmeli yaralı bir gövde, kalkmalı dimdik baş
Aşka secde etmiş gönül’e ne işler kurşun!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!