Sigaranın tütünü, ağızdan başa kadar dağılmış.
Kül rengi boz biraz kararmış.
Bayat ekmek yemekte sancımış.
Kül rengi sigara, acınası bir dal daha yakmalı.
Her şeyi baştan toparlamalı.
Yapıştırmaya gerek yok zaten ithal.
Yordun, yordun gene yoruldun üst üste koydun.
Anlamaktan yana akıl kârı değil, bu yorduğun.
Etten kemikten görünen.
Düşünce bir düşünceden.
Ağzımda kalan bir kaç lakırdı.
Şölen: demeç, avizeler takırtı.
Asi senden gelen bir söz bu bedenimde.
Akıl köşküm ellerim dizlerimde.
Şamdanlı gümüş kasede kesik çizik izler.
Orta açık bir tv.
Meşkin içinde avazı çıktığı kadar bağırdı.
Öyle bir kelime ile yakardı, yalvardı.
Rabim beni azat eyle bu aşktan.
Varlık ile yokluk gibi bu lisandan.
Yüzünü çevreye çevirdi,ayaklar üstü.
Sert kumaş elde ufalandı.
Annem yaman bir elbise aldı.
Giydi üzerine kainat örtüsünü
Kapattı tüm görünen gözü.
Aşk.
Demirliklerden atladı,meşin rüyası.
Gözlerindeki mavilik memleketimin Hülya’sı.
Güney doğunun insicisi, sarı altın sarmaşığı.
Gitmek olmadan bulmak, farzı sanat buluağası.
Kelimelere tarifi yok bunun,yıllar yılı beklediğim yolculuğun.
Ne de yalnız kalmışız arkadaş!
Yolumuz düşmüş dara.
Andoludan hasret tekmili coğrafyalara.
Ne zamana, kalmışız yırtık bir elbise gibi arkadaş.
Ne de yazılmış mutlak bir dua ya.
Muskada Anadolu izleri sayın hakim.
Hilkatin kesin suâl vermede karar mercihi.
Kalın kafalı, ağırlama ayini.
Sor ki yatan ne memnun, kalan hazin sonudur.
Bekler durur, zamanı uyutur.
Yedi asırlık Çınarın gölgesinde yaz akşamı.
Toprağında tepinen yarım ayak insanı.
Alem değişti, zaman değişti.
Herşey akıp giderken,insan değişti.
Zamane yangınına kürek salladı.
Cehennem dünyada cehennemi aratmadı.
Sonra kendi hazin sonunu izledi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!